12 Eylül öncesi Fatsa Ülkü Ocağı başkanlığı yapan Müsavat Dervişoğlu: “Kızıldere’de Mahir Çayan’la ölenlerden üçü Fatsalıydı; Ertan Saruhan, Ahmet Atasoy, Nihat Yılmaz. Ertan Abi, çok güzel Kuran okurdu. Bize namaz kılmayı öğretti. 12 Mart, Fatsa’ya abanınca ilçe sola yöneldi. Fikri Sönmez, (Terzi Fikri) Devrimci Yol’un adayıydı. Çok has, iyi, doğru ve dürüst bir adamdı. Amasya Cezaevi’nde birlikte yattık.”
Başkaları tarafından onaylanmak, sevilmek, beğenilmek en büyük manevi ihtiyacımız. Fakat bir yandan da zenginlik gibi bir şey; hiçbir düzeyi yeterli olmaz, hep daha fazlası istenir ve bu da bitmez tükenmez bir kaygı kaynağıdır. Peki bunun yarattığı huzursuzluk aşılabilir mi? Tümüyle aşılamaz fakat bazıları başkalarının onayına nispeten daha az ihtiyaç duyar ve dolayısıyla eksikliğinin yarattığı huzursuzluğu daha az hisseder. Onlar kendilerini onaylamış, kendilerinden memnun insanlardır. Böyle insanlar hiçbir rutine bana mısın demez. Mükemmel Günler filminin Hirayama’sı böyle biri.
Erdoğan’ın imzasıyla Resmi Gazete’de yayımlanması beklenen Emniyet Müdürleri Kararnamesi’nde İstanbul Emniyet Müdürü Zafer Aktaş’ın Emniyet Genel Müdürlüğü’ne, Aktaş’tan boşalacak İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne de Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Başkanı Selami Yıldız’ın getirileceği iddia ediliyor.
“Hiçbir kutsal kitap kendi başına din üretemez. Birisinin yorumuyla dinselleşebilir. İlk yazıldığı dönemin diliyle şimdi okunduğu dönemin dili çok farklı. Metni ancak tarihselleştirerek anlayabiliriz. Ama tarihselleştirdiğinde de dini vasfı azalacaktır. Böylece din sosyolojik bir cemaat anlam dünyasına dönüşüyor. Çok uzun yüzyıllara yayılsaydı ideolojiler için de geçerli olacaktı bu. Ama ideolojiler daha kısa süreli, bize benzeyen zihinlerin ürünleri. Daha kolay anlıyoruz. Ama bütün dinlerin dindarları o dini anlamakta aciz durumda. Ama zaten dindarlık da böyle bir şey. Dindarlık yaşayan bir şey. Her dönemde biz farkında olmadan yeniden yorumlanan bir şey.” Küçük Meseleler’in yeni bölümü şimdi Serbestiyet kanalında.
Özgür Özel, CHP’li Afyon Belediye Başkanı Burcu Köksal’ın Arapça tabelaları sökmesiyle ilgili şunları söyledi: “Nikah kıymamakla Suriyelileri yollayamazsınız. Arkadaşlarımız partinin politikalarıyla uyumlu olması lazım. Arapça, Kur'anı Kerim'in yazıldığı dildir. Belediye başkanının Arapça yazıyı yırtması vatandaşın bilinçaltında bir yara oluşturabilir.”