Manşet

İnsan bir şeyin adını yaşadıklarıyla koyuyor, öyle “biliyor” bazen. Mesela faşizm çocukluğumuza sonradan sızan terimler arasında… O günlerde faşizmi “anlamak”, parmağınla göstermek de daha kolay sanki. Faşiste faşist demek de… Bugün pek kolay değil. Gündelik münazaralarda sıklıkla telaffuz edilen faşizmin, “kavga”da kolayca söylenebilen “faşist”in adını koymak bile mesele.

Chatham House’da Türkiye'nin BRICS üyeliğiyle ilgili soruyu yanıtlayan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek: BRICS veya G20 diyalog platformlarıdır, yani Avrupa Birliği gibi değil. AB ile 218 milyar dolarlık ticaret hacmimiz var, ayrışmayı göze alamayız.

ABD’de 1941 yılından bu yana radyo ve televizyon alanındaki başarılı isimlere verilen Peabody Ödülleri’nden biri 7 Ekim’den bu yana Instagram hesabındaan Gazze’den her gün gelişmeleri ve yaşadıklarını aktaran 25 yaşındaki Gazzeli yapımcı Bisan Owda’ya verildi. Filistinli Stand-up'çı Mohammed Amer, Bisan'dan bahsederken duygulandı: "O, akıl almaz koşullara rağmen dünyaya yılmaz ruhunu gösteriyor, haberine 'Gazze'den Bisan. Ve hâlâ hayattayım.' diyerek başlıyor...”

Avrupa Futbol Şampiyonasındaki ilk maçında Slovakya karşısında şok bir yenilgi alan Belçika, Romanya’yı 2-0 yenerek tur atlama umudunu son maça taşıdı.  İlk maçında Ukrayna’yı...

Türk solunun dine karşı tutumunun muhafazakar kitlelerin sağa itilmesinde büyük payı vardı. Tek parti yönetimi hayatı dar etmişti ve bu dönemde Necip Fazıl, en yüksek perdeden bu mağdur ve mazlum insanların sözcüsü, savunucusu gibiydi. Fakat fikriyatına yakından bakıldığında hiç de İslami/iyi bir çizgide olduğu söylenemezdi. Muhammed Hamidullah’a “baidullah”, Ebu’l A’la Mevdudi’ye “merdudi” diyordu. Seyyid Kutup’a adeta hasımdı. Afganistan’da cihad başlayınca bir heyet İstanbul’a gelmiş, Necip Fazıl’ı ziyaret edip tavsiyelerini almak istemişti. Onlara “Kitaplarımı okuyun” demekle yetinmişti. Necip Fazıl “Türk’ün ruh kökü”nden, “Allah’ın seçtiği kurtulmuş millet”ten bahsediyor, son yıllarda iyiden iyiye Erbakan’a kızıp MHP’ye göz kırpıyordu. İpler 1977-Aralık ayında Tepebaşı Gazinosu’nda düzenlenen “İslami Diriliş Gecesi”nde koptu.