Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, oturduğu sitenin asansörüne giren Eros adlı kediyi 6 dakika boyunca işkence ederek öldüren İbrahim Keloğlan’ın serbest bırakılması üzerine Erdoğan’ın kendisini arayarak tepki gösterdiğini açıkladı: “Sayın Cumhurbaşkanımız bir gece yarısı 'Nasıl olur böyle bir şey?' diye beni aradı. Cumhurbaşkanımız, kamu vicdanında bunun yeri olmadığını söyledi. Cumhurbaşkanımız, bizzat takip ediyor."
Necmettin Erbakan’ın damadı ve YRP İstanbul adayı Mehmet Altınöz, katıldığı yayında Temel Karamollaoğlu’nun “Erdoğan, 2006’da Erbakan’ı hapse attırmaya çalıştı” iddiasını doğruladı: “2006’Temel Bey'in anlatmış olduğu olay gerçekleşti. Erbakan hocamızın konutunda İçişleri Bakanlığı'nın görevlendirdiği koruma polisleri varken, başka bir polis ekibi geldi Erbakan hocamızı götürmeye kalktı. Kamuoyunda trilyon davası olarak bilinen davayla alakalı Erbakan hocamızın üzerine en çok gelen AK Parti yöneticileridir.”
The Economist: “Budapeşte'ye Mekke diyebilirsiniz, tabii İslam’a göre buraya akın edenler kâfir olmasaydı. Elbette anti-Davos daha iyi bir tanımlama olurdu. Burası dünyanın dört bir yanından muhafazakâr milliyetçilerin uluslararası liberalizmi nasıl yenecekleri konusunda görüş alışverişinde bulunmak üzere toplandıkları bir yer. Her iki durumda da Macaristan'ın başkenti, sağcı siyaseti yeniden keşfetmeye yönelik küresel bir hareketin merkezinde yer alıyor.”
“Liberalizm sandığı büyük ilerleme olarak gösteriyor ama bu aslında konuşarak, tartışarak karar almayı, demokratça bir hayatı beceremediğin için mecbur kaldığın bir yöntem. O yöntemi benimseyince oradan ne çıkacağını garanti edemezsin. Modern dünyanın entelektüelleri hiçbir meşruiyetleri olmamasına rağmen beğenmedikleri çoğunluğun kararlarını engellemeye çalışıyorlar. Trump örneğindeki gibi. Böyle yapınca da modernliğin ikinci ayağı olan otoriterliğe, faşizanlığa savruluyor. Liberalizmle elde edemediğin bir şey olunca hızla faşistleşebiliyorsun. Zizek’in tezleri o yüzden gülünç.”
Milli Eğitim Bakanlığı’nın yeni hazırlayacağı müfredatta evrim teorisinin yer almayacağı, onun yerine Yaratılış Teorisi’nin benimseneceği söylentileri sosyal medyada çok sayıda paylaşıma ve tartışmaya neden oldu. Genelde tartışmalar biyologların evrim savunusu etrafında şekilleniyor. Elbette bu konunun çok önemli bir boyutunu oluşturuyor. Ancak bir Müslüman felsefeci olarak ben bu yazıda farklı bir boyutuna odaklanmak istiyorum: Yaratılış inancını, evrim teorisinin karşısına konumlandırmak teolojik olarak da yanlış ve tehlikeli bir hamledir.