Manşet

Karayılan’ın Nevruz ‘müjdesi’ belli oldu: “SİHA’ları düşürebiliyoruz”

Murat Karayılan'ın "Nevruz'dan önce halkımıza açıklayacağız" diyerek duyurduğu 'müjde’yi örgüte yakın ajans duyurdu: “SİHA'ları etkisizleştirme imkanını yakaladık. 15 SİHA düşürdük."

İlhan Selçuk yıllarında Cumhuriyet

Cumhuriyet Gazetesi’nde 16 yıl aralıksız çalıştım.Bir iki küçük müdahale dışında bir engelle karşılaşmadım. Kürt meselesini bugün savunduğum gibi savunuyordum. Abdullah Öcalan ve Kemal Burkay’la yaptığım röportajlar 15’er gün boyunca gazetede yer aldı. Cumhuriyet’in ilk yıllarında izlenen bazı siyasetlere eleştirilerimi her koşulda ifade ettim. Okurların bazıları bu yazıları eleştirdi, bir grup daha da ileri giderek yazmamızı istemedi. İlhan Selçuk bu dönemde gazetenin tek hakimiydi. Gazete yönetimi, solun farklı renklerinin, değişik çizgilerin varlığını basın ve ifade özgürlüğünün bir parçası olarak gördü.

ÇEVİRİ | Uluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri Agnes Callamard yazdı: Gazze ve kurallara dayalı düzenin sonu

Bugün Gazze'de yaşanan korkunç insan hakları ihlalleri ve insani krizdeki diplomatik yardakçılık, uluslararası hukukun üstünlüğü ve küresel insan hakları sistemindeki yıllar süren aşınmanın bir doruk noktasıdır. Adeta Holokost'un ve İkinci Dünya Savaşı'nın ibretlik ahlaki sonuçları ve bu korkunç sonuçlarla birlikte onlarca yıllık "Bir Daha Asla" ilkesinin özü de unutulmuş gibi: Bu ilkenin mutlak evrenselliği, herkesi koruduğu ya da hiç kimseyi korumadığı ve koruyamayacağı düşüncesine dayanır. Gazze'nin yıkımında ve Batı'nın buna verdiği tepkide açıkça görülen bu çürüme, kurallara dayalı düzenin sonunu ve yeni bir dönemin başlangıcını işaret ediyor.

Ali Bayramoğlu: Barış ve çözüm ikliminde değiliz

Ali Bayramoğlu, Diyarbakır’da konuşmacıları arasında olduğu İHD’nin Kürt Meselesinde Çözüm ve Barış Konferansı’ndan izlenimlerini anlattı: “Koşullar itibariyle bir barış, çözüm ikliminde olduğumuzu düşünmüyorum. AK Parti’nin seçim başarısı, şu anda sistemi kontrol etme biçimi, Irak’ta hazırlanılan büyük operasyon… Bütün bunlar bir çözüm ihtimalinden çok güvenlik politikalarının daha sert şekilde süreceğini bize gösteriyor. DEM, Türkiyelilik fikrinden biraz daha geri durmayı ima eden bir siyasi parti. Daha geleneksel siyasi eğilimlere, Kandil’e sırtını yaslamaya dayanan bir parti. Türk siyasetinde oyun kurucu hamlelerinin çok aşırı talep görmediği bir parti. Toplantıdaki Öcalan-Erdoğan arasında bir temas üzerinden çözüm vurgusu, Türkiye’nin muhalefeti ile ittifakın, önce demokratikleşme ve ardından çözüm sürecinin gelmesinin iddiasının geri planda tutulmaya başlandığını gösteriyor."
- Advertisement -

Tesbihat “eda edercesine” huşu içinde

995 km, kabaca, bir tetikçinin hikâyesi; biraz daha açarsak, evvela ülkenin bir dönemine ‘ayna tutma’ aracı olarak Müslüman bir tetikçiyi merkez alan bir ‘yurdum panoraması’. Beyni yıkanmış Müslüman bir tetikçi. Karmaşık bir karakter değil; açmazları yok, çıkmazları belirsiz. Kitaptaki varlık sebebi, kitabın sayfaları arasında bir tutkal görevi görmek neredeyse. Haliyle, Murathan Mungan’ın bakışını, en basitinden oryantalist görmek dahi mümkün değil; çünkü bu türden bakış, ontolojik-epistemolojik bir ikiliğin olduğu varsayımına dayanır. Mungan buna bir set çekmişe benziyor: Müslüman ana karakteri hiç var etmeyerek.

En Son Çıkanlar