Böyle kritik dönemlerde, toplumun kafasının karıştığı ortamlarda, yapılan analizler, siyasi aktörleri etkileyebilir, yanlış tepkiler vermelerine yol açabilir. İktidarın ne yapabileceğinin sınırını belirleyecek olan yine toplumdur. O nedenle, toplumun tepkileri tayin edicidir. Amerika ve Avrupa, insan hakları konusunda beklendiği gibi tepki gösterdiler, göstermeye devam ediyorlar.
Fenerbahçe, kamuoyunda 'İstanbul Sözleşmesi' olarak bilinen 'Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi'nden Türkiye'nin çekilmesine dair açıklama yaptı. Sarı-lacivertlilerden yapılan açıklamada "Kadınlar ve kız çocukları için toplumumuzu aynı noktada olmaya davet ediyoruz" başlığı kullanılırken "Fesih kararının yeniden gözden geçirilmesini talep ve rica ediyoruz" ifadelerine yer verildi. Fenerbahçe'nin açıklaması sosyal medyada destek gördü.
Hukuk profesörü olan TBMM Başkanı Mustafa Şentop’tan, yaptığı RT yüzünden milletvekilliği düşürülen ve Pazar sabahı Meclis’ten daha sonra 6 yıl öncesine ait olduğu ortaya çıkan bir video gerekçesiyle gözaltına alınıp ardından serbest bırakılan HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’na suçlama: "Namaz ve abdest üzerinden bu tartışmanın yürütülmesini, FETÖ'cü bir yöntem olarak görüyorum."
Prof. Dr. Melih Bulu’nun Boğaziçi Üniversitesi'ne rektör olarak atanmasına tepki olarak başlayan protesto gösterilerine katıldıkları için tutuklanan, Cumhurbaşkanı, İçişleri Bakanı ve iktidar medyası tarafından terörle ilişkili olmakla suçlanan tutuklu üç öğrencinin daha tahliyesine karar verildi. Böylece, eylemlere katılan tutuklu öğrenci sayısı üçe düştü.
Yeşiller Partisi’ni kurmak için 21 Eylül 2020’de İçişleri Bakanlığı’na yapılan başvurunun üzerinden altı ay geçmesine rağmen bakanlıktan ve CİMER’den cevap gelmeyince partinin kurucuları dava açtı. Partiden yapılan açıklamada “Tüm ülkede temsil ve örgütlenme hakkının önüne konan bu görünmez engeli aşmak için adalete başvuruyoruz” dendi.