Gazeteci Fehmi Koru, 17-25 Aralık operasyonları sırasında Gülen’le görüşmek üzere ABD’ye gidişini anlattı. Hükümet tarafından kendisine aracılık değil Gülen’in amacını öğrenme görevi verildiğini söyleyerek, “‘Nedir bu, sorun nedir, ne yapmak istiyorlar, niye birdenbire böyle bir şey patladı’ diye sordular. Öğrenmemi istediler. Bu soruları onlara yönelttim” dedi.
Hukukmuş! Adaletmiş! Yok canım. ABD elbette özgürlükler bakımından bizden çok ama çok geri. Bir bakıma, bunu söylemeye gerek dahi yok artık. Bunu görmek için, düşünce ve ifade hakkını nasıl sınırladıklarına bakmak yeterli.
Rusya’nın önde gelen bağımsız yayın organlarından biri olan Novaya Gazeta’nın (Yeni Gazete) kurucu editörü Rus gazeteci Dimitri Muratov, 2021 Nobel Barış Ödülü'nü Filipinler'den Maria Ressa ile paylaşarak kazandı. İlk demecinde öldürülen 6 muhabirini ve Putin Rusyası’nda ayakta kalmaya çalışan gazetesini işaret eden Muratov’un bağımsız Rus medyasının bugüne gelmesinde payı çok büyük.
Yazar Baskın Oran AGOS’taki köşesinde bu hafta Paris’teki bir toplantıda üç Türkiyeli profesörün “yetmez ama evet” değerlendirmesini ele aldı: “2004’te temel hak ve özgürlükler konusundaki uluslararası antlaşmaları aynı konudaki ulusal yasalara üstün ilan eden bir partiyi demokrat olduğu sürece desteklemekten daha doğal hiç bişey olamazdı. Aksi halde, Müslümanların asla iyi şeyler yapamayacağına iman etmiş olmak gerekecekti.”
Reuters dün (8 Ekim) Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın MB Başkanı Kavcıoğlu'na güvenini kaybetme aşamasına geldiğini yazdı, İletişim Başkanı Altun bu haberi yalanladı. Bugün de Financial Times, Kavcıoğlu’nun yerine MB Başkan Yardımcısı Semih Tümen’in getirileceğini iddia etti.