Kadıköy Yoğurtçu Parkı’nda 19 Eylül 2021’de gerçekleştirilen “yatma” eylemi, üniversite öğrencilerinin yurt sorununu basının gündemine taşımıştı. Kendisi de bir öğrenci olan Serbestiyet editörü Mustafa Ali Aykol, üniversitelilerin barınma sorununu ele aldığı haberde, kendisinin yolunun da cemaat yurtlarından geçtiğini söylemiş, yaşadıklarını anlatmıştı.
Seçimlerde muhtemel bir muhalefet zaferinin ardından gelecek devâsâ sistem sorunları ve öbür sorunlar muhalefette bilinçdışı bir ‘kazanma korkusu’ yaratmış olabilir mi? Bugün (12 Ocak) Perspektif’te yayımlanan Mehmet Ali Çalışkan imzalı “Muhalefetin Kazanma Korkusu” başlıklı yazı bu ihtimale dair: “Seçimi kazanmanın anahtarı muhalefetin elinde ancak anahtarı kullanmak kazanma korkusundan, kazanma arzusuna geçişi gerektiriyor. Bu da seçmenlerle artık iktidar eleştirisini aşarak, muhalefet ittifakının iktidar politikalarını ve programını konuşmaya başlamakla mümkün.”
Türkiye, hiçbir zaman İslamcılar, Kemalistler, solcular ya da milliyetçilerin hayallerindeki ülke olmayacak. Ne toplum bir gün topluca hidayete erecek, asr-ı saadet, “Osmanlı barışı” geri gelecek ne de bir anda herkes aydınlanacak ve bilimsel laik bir cennete dönüşeceğiz, köylerde Köy Enstitüleri açılacak, tarikatlar, cemaatler kapanacak, kadınlar başörtülülerini çıkaracak, Kürtler Kürtçe’yi, Aleviler Aleviliği unutacak.
Nihal Bengisu Karaca’nın Halk TV ekranında görülmesi, “oraya nasıl çıkarsın”cıların mahallesiyle “onu nasıl davet edersiniz”cilerin mahallesine dert olmuştu. Karaca’nın başına gelenlerin işaret ettiği Türkiye canlı, taptaze olarak önümüzde. Fakat biliyor musunuz, bu 30 yıl önce de böyleydi. Bugün, medyadaki “herkes kendi çöplüğünde” pratiğine kendi meslek hayatımda yaptığım itirazları hatırlatmak istiyorum; meslek hayatımın “iyi ki de yapmışım” dediğim fasıllarından birini…
Kazakistan Cumhurbaşkanı Tokayev, protestoların başlamasından bu yana Kurucu Cumhurbaşkanı Nazarbayev’i ilk kez açıkça eleştirerek, ‘1. Cumhurbaşkanı döneminde uluslararası standartların üzerinde bir zengin tabakası oluştuğunu’ söyledi. Nazarbayev’e yakınlığıyla bilinen Ulusal Güvenlik Komitesi Başkanı Masimov’un “vatana ihanet” suçlamasıyla tutuklanması da Kazakistan’da devlet içinde bir çatışma olduğu tartışmalarını başlatmıştı.