Kanadalı Katolik piskoposlar, 1831-1996 yılları arasında on binlerce Kanadalı yerli çocuğunun kültürel asimilasyona tâbi tutulduğu, şiddet ve cinsel istismara uğradığı Katolik yatılı okullar için özür diledi: “Biz Kanadalı Katolik piskoposlar olarak yerli halkların bugün dahi devam eden travmalarına sebep olan tarihi acıların ve zorlukların mirasını kederle üstleniyoruz…” Vatikan ve Papa ise okullardaki rolleri için özür dilememekte ısrar ediyor.
Abdulrauf, Yusuf, Abdullah iki yıldır Erzurum’da yaşıyor. Erzurum’un batısını hiç görmemişler. Amaçları Avrupa’ya gitmek için kaçakçılara para biriktirmek... İki yıldır Sultangazi’de yaşayan ve tekstil atölyelerinde çalışan Arif ve Abdülaziz İstanbul’da Sultangazi dışında bir yer görmemiş. Günde 12 saat çalışıyorlar, yegâne sosyal etkinlikleri parkta oturmak. 45 gündür yolda olan Aliağa, Saidağa ve Hafez akraba. 45 günde Patnos’a varmışlar. Şimdi hedefleri Tokat. Çünkü orada akrabaları var. Otobüs bileti alamadıkları için tek çareleri yürümek, fakat Tokat’a kaç kilometre kaldığını bilmiyorlar. Onlar yürürken Taliban iktidara geldi. Haberi alınca “İyi ki kaçmışız” demişler.
7 milyonu da aştık ve dünyada 6. sıradayız. Dünyanın en güçlü, en kalabalık nüfuslu ülkeleriyle yarışıyoruz. Türke mahsus bir tevazuyla susarken, aslında lider ülke olma yolunda devâsâ başarılara imza atıyoruz. Yeni ve âdil bir dünya düzeninde yerimizi şimdiden, bileğimizin hakkıyla alıyoruz.
Guardian yazarı Ashley Abramson: “En az bir doz aşı olan Amerikalıların oranı, delta varyantının yayılmasıyla yavaş yavaş artıyor olsa da, bazıları aşı yaptırmama konusunda son derece kararlı. Aşı karşıtlığının sebepleri kişiden kişiye değişse de her örnekte görülen ortak bir özellik var: ateşli ahlaki ve ideolojik tartışmaların sevdiklerinizle aranızda yarattığı gerginlikler.”
Hayrettin Karaman, bazı Whatsapp gruplarına attığı “Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olmayalım” mesajlarıyla iktidarı savununca, Karar yazarı Ahmet Taşgetiren “Kurtlanmış bulgurla yapılmış pilavı yer miydiniz?” diye sormuştu. Karaman’dan cevap geldi: “Yemeyince açlıktan öleceksem daha temizini buluncaya kadar yerdim. Hayatta kalınca da temizlemek için elimden geleni yapardım. Daha sağlam bir gemi bulmadan denizin ortasında çürümüş dedikleri ama kendilerini az çok değerleri ile taşıyan gemilerini batıranlar geçmişi, hâli ve geleceği hâmil olarak batarlar.”