On binlerce Şililinin hep birlikte söylediği o senfonik marşı görünce… O yılların, o şarkıların güftesi bana hayli uzak gelse de nağmesinin, tüyleri diken eden melodisinin yakınımda, içimde bir yerlerde olduğunu yine fark ettim. Ya basta yani; yeter gari, yetti artık!
Trump’a yönelik ‘dindarlık’ vurgulu tercihler, özelde Trump adına gerçekleştirilen dua seansları tablosu, her dinin samimi müntesipleri açısından ibretlik bir boyut içeriyor. O manzarayı, siyasî tarafgirliğin nasıl bir göz bağı oluşturabildiğinin; dinin himayesini bir siyasetçiye ihale etmenin dinin ahlâkî ilkelerini gözardı edecek derecede savrulmaları nasıl mümkün kılabildiğinin bir örneği olarak okumak, bu ibretlerden ilki olsa gerektir.
16 aylık Merkez Bankası Başkanı Murat Uysal, dün gece yarısında yayınlanan bu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile görevden alındı. Yerine ise eski Maliye Bakanı, Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanı Naci Ağbal atandı. Murat Uysal, 16 ay önce Erdoğan’ın faiz konusunda “Laf dinlemiyordu” diyerek görevden aldığı Murat Çetinkaya’nın yerine getirilmişti. Çetinkaya da yine faiz konusunda Erdoğan’la anlaşamayan Erdem Başçı’nın yerine atanmıştı.
En büyük destekçisi olan Rupert Murdoch’ın sahibi olduğu gazete ve televizyonlar, Trump’ın “seçimde hile” iddialarına destek vermedi. Wall Stree Journal başyazısında Trump’ı hile iddialarına delil göstermeye ya da seçim yenilgisini kabul etmeye çağırdı. Fox News spikeri Trump’a seçim sonuçları karşısında zerafet ve soğukkanlılık tavsiye etti.
Hiper-milliyetçiliği, “millî dâvâ”sı, narsistliği, performansçılığı, demagogluğu, kişi kültüne yatkınlığı, militarizmi, orduyla ve kiliseyle kurduğu oportünist ilişki, devleti çeteleştirmesi, taraftarlarının bağnazlığı ve fanatizmiyle Donald Trump ve Trumpçılık, 1930’lar Faşizmi ve Nazizminin pek çok temel özelliğini şahsında ve kitlesinde barındırıyor.