Film boyunca İslamcı dergilerin kadın ve aile bölümlerine selam verdim. Erkeği yok sayan, aile denince sadece kadını ve çocuğu zikreden, sürekli başöğretmen edasıyla kadınlara seslenen, tekdir eden sayfalar. Bir çocuk doğunca neden kadın çocuklu ama erkek hala çocuksuzdur? Çocuklu kadına bir saatlik tek başına yürüyüş için bile vakit yaratılamazken, baba istediği saatte eve gelebilir, gerekirse kariyeri için bekar bir delikanlı gibi aylarca başka ülkelere gidebilir. Siyasiler halka karşı neden ‘çocuklarımın yüzünü bile göremeden size hizmet ettim’ diye övünür? Bu kötülüğün bize ne faydası olmuştur?
Alaattin Çakıcı’nın CHP’li Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan’ı ziyaret etmesi kamuoyunda büyük yankı yarattı. Atatürk’ün Edirne ziyaretinde kaldığı odada Çakıcı’yı ağırlayan CHP’li başkan ona Atatürk portresi ve Nutuk hediye etti. Fakat bu ilginç olayda, onu daha da ilginç kılan bir detay vardı: Ziyaretin gerçekleştiği gün, Edirne Belediye Başkanı’nın 15 Temmuz için kadeh kaldırdığı iddiasıyla yargılandığı davanın duruşması vardı.
Fransa Dışişleri Bakanlığı, Erdoğan’ın Macron’a yönelik sözlerini kınarken, Türkiye’nin resmi olarak Samuel Paty cinayeti için taziye yayımlamadığını hatırlattı. Türkiye adına ilk taziye mesajı bir gün sonra Paris Büyükelçisi tarafından atılmış. Dışişleri Bakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı ise 10 gün sonra üzüntülerini bildirdi. Anadolu Ajansı, Paty ile ilgili hiç Türkçe haber yapmadı, haberlerini sadece İngilizce ve Fransızca olarak servis etti.
Savaşın sesi, uzaktan hoş geliyor nedense. Ölüm, bizim çocuğumuzu yakalamadığı sürece, hamasetin en ağır dozunu kullanmak; savaştan, fedadan, ‘bir ölüp bin doğmaktan’ söz etmek zor değil. Ama onsekizinde yahut yirmisinde bir gencin yerine koyalım kendimizi; bir de onun babasının yerine...