Tekrarın bir iddiayı-suçlamayı zihinlere yerleştirmede işlevsel, hatta ona kitlesellik kazandırmada kaçınılmaz olduğu doğrudur, fakat bir noktaya kadar; o sınıra gelip de doz aşıldığında, tekrar, iddiayı güçlendirmekten çok zayıflatma yönünde rol oynar. Boğaziçili öğrencilere dahi ‘terörist’ damgasının vurulmasına gösterilen geniş tepki o dozun aşılmış olabileceğini gösteriyor.
Karşımızda sosyal mobilizasyonu engelleyen elitizme, oligarşiye, statükoya karşı verilen demokratik bir mücadele yok. Popülist, narodnik, halkın iktidarı için verilen bir mücadele bile değil bu. En küçük bağımsız alanı bile kontrol etmeye çalışan, gözünü ulaşamadığı bir başarıya dikmiş, onu ele geçirmek, vasata çekmek isteyen yeni elit sınıfın, iktidarın nomenklaturasının istilacılığıyla karşı karşıyayız.
Kendisi, eşi ve kız kardeşi Boğaziçi Üniversitesi mezunu olan iş insanı İzzet Akyol, bu tecrübelerden yola çıkarak “Boğaziçi başörtüsü düşmanı mıydı?” sorusuna cevap veren bir dizi tweet paylaştı.
Muharrem İnce bugün CHP’den istifa edeceğini açıkladı ve yolunu kimlerle ayırdığının bir listesini verdi: “ABD’den demokrasi dilenenler, Atatürk diyemeyenler, sahte CHP’liler, FETÖ'cüleri ve Sorosçuları koruyanlar, Mavi Vatan'ı kavrayamayanlar…”