Türkiye doğumlu siyasetçilerin Avrupa’nın birçok ülkesinde milletvekili, bakan, başbakan adayı olduğunu biliyoruz. Örneğin Hollanda’da Türkiye doğumlu bir kadın, başbakan olmaya çok yaklaştı ama kıl payı seçimi kaybetti. Hem anne hem baba tarafı dünyanın farklı yerlerinden ABD’ye göç etmiş melez bir siyasetçi olan Kamala Harris, şu an ABD’deki başkanlık yarışının en iddialı ismi ve son anketlerde Trump’tan önde. Harris’in annesi 1958’de Hindistan’dan, babası ise 1961’de Jamaika’dan ABD’ye gelmiş.
Victor Hugo, Sefiller adlı eserinde “1862’nin Paris’i, banliyösü Fransa olan bir şehirdir” der. Bütün bir Fransa kenar mahalle, şehir olan bir tek Paris! Lakin bu şehrin de kendi kenar mahalleri vardır ve Hugo, Paris’i ve Parislileri anlamak için bizi bu kenar mahallelere davet eder.
1940’ların ikinci yarısına kadar Yahudilerin ve Yahudiliğin tarihi, yüzyıllar boyunca yenilmenin, ezilmenin, sürülmenin, ayırımcılığın, mağduriyetin tarihi oldu. Bu acılar 1942-1945 soykırımı ile dibe vurdu. İsrail kurulduktan sonra, yerini yenmeye, ezmeye, sürmeye, dışlamaya, öldürmeye bıraktı. Gazze, kolonyalist bir rejimin Müslüman ghetto’su oldu. Ardından, İkinci Dünya Savaşının Nazi ghetto’larından da feci bir katliam alanına dönüştü.
Bu coğrafyada bir nefesi kesmek bazen bir fetvaya, bazen de bir işaret parmağına bakar…
Çoğu kez de hamaset fiilin önüne geçer.
Bu sadece sağın ve dindarların bir sorunu mu?
Tabii ki değil…
Aynı çanaktan beslenen toplumlarda nüvedeki bir bozukluk tamamına sirayet eder.
Herkes Dostoyevski’nin roman kahramanı Raskolnikov olmuş ve kendi cinayetini kutsuyor.
Oysa karşılıklı dökülen bir kan varsa size kızıl görünen dere karşınızdakine mavi görünmez.
Bu işin sağcısı, solcusu olmaz.
Teknoloji, iletişim dili yeni bir dünyayı haber veriyor. Gençleri giderek iyice anlamayacak bir hale gelme riskimiz var. Yani bu kadar hızlı değişim ve dönüşüm kuşaklar arası çatışmayı ve kopukluğu da artırıyor. Bu değişimi bir felaket olarak görmeye yatkın olan tutucu bir kitle zaten var. Ama bir ölçüde anlayıp kendini adapte etmeyi deneyen, durumu idare etmeye çalışanlar da çok. Son 20 yıl içinde olanları, iletişim teknolojisindeki gelişmeleri bir gözden geçirirsek, belki bazı şeyleri daha iyi fark edebiliriz.