GÜNÜN YAZILARI

Sahici ve kalıcı vasatlığın eşiğinde: Haziran’dan sonra erken seçim

Umutlu olmak güzel bir şey ama muhalefet aktörlerinde ve muhalefet tabanında belirgin bir ‘aydınlanma’ yaşanmaz ise, adım adım Haziran sonrası bir erken seçime doğru ilerliyoruz. Bir sonraki seçimin epey farklı aktörlerle yapılma ihtimaline şimdiden kendinizi alıştırın. Türkiye rejimin köklerinden gelen ‘sahici ve kalıcı’ vasatlığı bir ideolojik ve siyasi tercih olarak önünde bulacak ve muhtemelen kendini içinde garip hissetmeyeceği bu yeni döneme, pek de fark etmeden, hızla uyum sağlayacak.

İmparatorluk kabinesini seçiyor: Kürtler, Ganalılar, Nijeryalılar, Hintler bakan oluyor

İngiltere’nin yeni başbakanı Liz Truss dün kabinesini açıkladı. Yaş ortalaması 50 olan kabinede önemli pozisyonlara İngiltere tarihinde daha önce rastlanmayan bir şekilde beyaz ve erkek olmayan isimler getirildi. Kabinedeki en üst düzey ikinci pozisyona Iraklı bir Kürt, Dışişleri Bakanlığına Sierra Leoneli bir siyasetçi, İçişleri Bakanlığı’na bir Hint kadın, Hazine Şansölyeliğine ise Gana göçmeni bir ekonomist atandı. Belki şaşırabilirsiniz, fakat hiçbir gazetede “İngiltere buna hazır mı?” manşeti yoktu.

Batı’yı şeytanlaştırmak!

Solcu aydınların dün Batı karşıtı olanları bugün de aynı yerde duruyor. Onlara göre Batı, Türkiye’yi anlamıyor. Peki biz Batı’yı ne kadar anlayabiliyoruz? Batı’nın, insanlığın ortak ürünü olan demokratik, özgürlükçü değerlerini ne kadar benimsiyoruz? Kopenhag Kriterleri nerede kaldı? İğneyi önce bir kendimize batırsak.

Siyaset bilimci fizik öğretmeni, veteriner stratejist

Herhalde Ankara Üniversitesi SBF'den mezun olan biri veteriner hekim olmazdı. En azından bu hayvanlar için iyi olmazdı. Ama insanlar için fark etmiyor anlaşılan. İzlenme rakamlarına, kitap satışlarına bakılırsa veteriner hekimlik okumuş biri stratejist olarak çok iyi bir kariyer yapmış durumda. Fizikçi, siyaset bilimci, veteriner stratejist, her konuda uzman avukat, komplo teorilerinde ihtisas yapmış emekli asker, parti militanı gazeteci, araştırma yapmaya vakti kalmayan araştırmacı… Birlikte programlara çıktıkları diğer uzmanların titrleri etkileyici ama söylediklerine bakınca titre de çok aldanmamak gerektiğini düşünüyor insan. Her akşam Türkiye ciddiyetle bu insanları izliyor.
- Advertisement -

Hablemitoğlu cinayetini İpekçi-Mumcu cinayetler serisine bağlayan görüşler, ya da ‘leş analizler’de gerileme

Hablemitoğlu cinayeti soruşturmasının, Türkiye’nin son 40 yıllık aydın cinayetleri serisini Kontrgerilla bağlamına oturtma ihtimalinin heyecan yaratmamasını anlamak mümkün değil. Susurluk soruşturmasının vaat ve ima ettiğinden daha önemli bir soruşturmayla karşı karşıyayız ama, Susurluk’ta gördüğümüz heyecanın yerinde yeller esiyor. Onun yerine gördüğümüz şey kâh göz kapama kâh tuhaf analizlerle olayı perdeleme çabası… Fakat galiba son iki haftada bu eğilimde bir gerileme, ilk bakışta görüneni görmezlikten gelmeme yönünde bir eğilim var.

En Son Çıkanlar