Gazeteci-yazar Oral Çalışlar, Prof. Dr. Halil Berktay ve Prof. Dr. Vahap Coşkun Türkiye’deki son gelişmeleri, iktidar ve muhalefetin tutumlarını, dünya siyasetindeki dengelerin Türkiye’ye etkilerini ve Türkiye’nin nereye gittiğini Serbest TV ve SerbestPod kanallarına değerlendirdi. Üç katılımcı da muhalefetin şimdiden ortak bir cephe oluşturmasını ve ortak aday belirmesini sakıncalı buluyor.
Sedat Peker tarafından Kıbrıslı gazeteci Kutlu Adalı’yı öldürmek ya da öldürtmekle suçlanan emekli yarbay Korkut Eken bir gazeteciye verdiği söyleşide Türkiye’de devletin yasadışı örgüt ve kişilerle iş tuttuğunu, “pis işleri” için onları kullandığını ve sonra da onların esiri haline geldiğini ifşa ve itiraf etmiş oluyor. Eken,“Devlet katili biliyor, açıklasın, beni de töhmet altında kalmaktan kurtarsın" demeye getirerek aba altından bir de sopa gösteriyor.
Dün (27 Mayıs) Anadolu Ajansı, “Sedat Peker’e koruma kararında FETÖ izi tespit edildi” başlıklı bir haber servis etti. Haberde, bugünkü AK Parti Erzurum Milletvekili, bugünkü Ankara Valisi ve bugünkü Emniyet Genel Müdür Yardımcısının imzaları vardı. Haber kısa bir süre sonra silindi. Bu belgeler çıkarılarak yenilenen haberde bu kez de “FETÖ izine” delil olarak 15 Temmuz gecesi köprüde darbecilerin yaraladığı eski İstanbul İstihbarat Şube Müdürü’nün imzaladığı bir belgeye yer verildi. Peker’in koruma kararının 2020 Eylül ayında kaldırıldığını yazan AA, “yurtdışına çıktıktan sonra 7 ay koruma benleydi” diyen Sedat Peker’i doğruladı, “korumaları aldık” diyen Bakan Soylu’yu yalanladı.
Macron, Ruanda’ya gitti, 1994’teki soykırımda Fransa’nın rolü nedeniyle üzüntülerini bildirdi ve af diledi. Macron’un ziyareti 2019 yılında devletin gizli arşivlerine girmelerine izin verdiği 15 tarihçiden oluşan bir komisyonun çalışmasının sonucu. Mart ayında raporunu Macron’a teslim eden komisyon, Fransa’nın soykırımda ağır sorumluluğunun olduğunu kabul etti. Rapora göre bu sonuç dönemin Cumhurbaşkanı Mitterand’ın “kolonyal zihniyeti”nin yol açtığı “körleşme”den kaynaklanıyordu.
Sedat Peker’in açıklamaları doğal olarak en vurucu, en sert, en çarpıcı yönleriyle öne çıktı, buna karşılık önemli bazı ayrıntılar, yeteri kadar çarpıcı olmadığı için silikleşti ve ‘görülmedi.’ Bunlardan en önemlisi, Soylu’yla Peker arasındaki ‘kan banyosu tehdidi kime yaradı’ polemiğiydi. Peker’in milliyetçiliğin manipülatif kullanımına dair uyarısı da çok önemliydi.