Çeviriler

ÇEVİRİ | Slavoj Žižek: Barbie hakikatle başa çıkamaz!

Barbie ve Oppenheimer filmleri, en karanlık gerçeklerin kalbinde bile ne türden fanteziler beslediğimizi bizlere göstermekte. Gerçekle yüzleşmekten kaçınmak için sadece fanteziye kaçmayız, fantezilerimizin beyhudeliğine dair yıkıcı gerçekten kaçınmak için de bizatihi gerçekliğe kaçarız!

ÇEVİRİ | Obama, Woke kültürün kitap yasaklatma girişimlerine karşı kütüphanecilere mektup yazdı

ABD’de de etkinliğini artıran Woke ya da iptal kültürünün ırkçı, ayrımcı, cinsiyetçi ifadeler içeren romanların toplatılması, kütüphanelerden kaldırılması gibi taleplerine karşı çıkan eski ABD Başkanı Obama, kütüphanecilere mektup yazdı: “Kendi görüşlerimize uymayan görüşlerle ilgilenmek, onları çürütmek, onlardan bir şeyler öğrenmek ya da onları anlamaya çalışmak yerine onları susturma eğilimi daha hâkim gibi görünüyor. Toplumun her kesiminden gençlerin kendilerini kitap sayfalarında temsil edilmiş olarak görmeleri önemli olduğu kadar, hepimizin farklı fikir ve bakış açılarıyla iletişime geçmemiz de önemlidir. İfade özgürlüğü üzerine kurulu bir ulus olan Amerika belirli seslerin ve fikirlerin susturulmasına izin veriyorsa, diğer ülkeler neden bu sesleri korusun ve bildikleri yoldan çıksınlar ki?”

ÇEVİRİ | Christopher Nolan, Oppenheimer’ı anlattı: “Bazıları filmden yıkılmış olarak çıkıyor”

İlk nükleer bombanın babası Amerikalı fizikçi Robert Oppenheimer’ı anlattığı Oppenheimer filmiyle geri dönen Christopher Nolan, Wired’a konuştu: “Atom Bombası ve Yapay Zeka arasındaki ilişki bence de çok ilginç. Oppenheimer uyarıcı niteliğinde bir hikaye. Yapay Zeka’nın bizim için hala çok güçlü bir araç olabileceğini düşünüyorum. Bu konuda iyimserim. Ancak Yapay Zekayı bir araç olarak görmeliyiz. Onu kullanan kişi hala bu aracı kullanma sorumluluğunu sürdürmek zorundadır. Yapay Zeka'nın en büyük tehlikesi, ona bu tanrısal özellikleri atfetmemiz ve böylece kendimizi kancadan kurtarmamızdır. Tarih boyunca insanoğlunun sahte putlar yaratma ve sonra da bunu yaptığımız için tanrısal güçlere sahip olduğumuzu söyleme gibi bir eğilimi vardır.”

ÇEVİRİ | Milan Kundera olmanın dayanılmaz ağırlığı

Yazdıkları yüzünden 1950’den 1975’e kadar defalarca Komünist yönetimin gadrine uğradı. 1970’de Komünist Parti onu ihraç ettiğinden işsiz de kalmıştı. Caz müzisyenliği, gündelik işçilik yaptı, bir dergide takma adla astroloji yazdı. 1975’de Fransa’ya yerleşti. “Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği”ni Çekçe Paris’te yazdı. Ama ülkeyi terk etmesi yüzünden Çekler onu affetmedi. 20 yıl sonra kitapları anavatanında yasal hale gelince bile “Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği “nin Çekce sadece 10.000 sattı. 2008 yılında bir Çek dergisinde Kundera’nın öğrencilik günlerinde muhbirlik yaptığı ve Batı yanlısı bir ajana ihanet ettiği iddia edildi. Ömür boyu ihbarcı olduğunu inkâr etti. Çoğu Amerikalı yazarın yaşam öyküsü onunki yanında bir domatesin ilerleyişi kadar durağan kalır.
- Advertisement -

ÇEVİRİ | Washington Post araştırdı: Yüzlerce göçmen Yunanistan gözetiminde nasıl boğuldu?

The Washington Post, Adriana'nın izini sürmek amacıyla uydu görüntülerini inceledi, gemi trafiği verilerini haritalandırdı, faciadan kurtulanlarla, denizcilik uzmanları, Yunan ve İtalyan sahil güvenliği yetkilileriyle konuştu. Sonuç, Akdeniz'de yaşanan en ölümcül gemi kazasının aslında önlenebilir bir trajedi olduğunu gösteriyor. Yunan yetkililer yardım istenmediğine dair işaretleri istismar ettiler ve tehlikedeki tekne tespit edilir edilmez topyekûn bir kurtarma çalışması başlatma yükümlülüklerini yerine getirmediler. Kazadan kurtulan Keşmirli motosiklet tamircisi 20 yaşındaki Haseeb Ur Rehman: "Başımızın belada olduğunu biliyorduk. Yolcular Kuran okuyup ağlıyordu.”

En Son Çıkanlar