Sedat Peker'in tweetleriyle birlikte iş insanı Mine Tozlu Sineren Türkiye gündemine oturdu. Sineren’in adı daha önce de Adana’da satın aldığı otobüs şirketleriyle ilgili sahte senet çetesi tarafından dolandırılıp, imzası taklit edilerek mal varlığına haciz konulmasıyla gündeme gelmişti. Ardından kendi iddiasıyla rüşvet vermek istemediği için SPK tarafından suçlandı, rüşvet çarkının bir parçası olmakla suçlanan Hürriyet gazetesi muhabiri tarafından haber yapıldı, şirketi borsada işlem yasağı aldı. 2020 yılında başka bir adla açtığı Twitter hesabında yaşadıklarını yazmaya başlayan Sineren, katıldığı televizyon programında Peker’in anlattıklarını doğruladı.
Serbestiyet’teki, ciddiye alınamayacak kadar temelsiz fikir, düşünce ve iddiaları ‘ti’ye alma amacı taşıyan “Yüksek Analiz”lerden biri bu defa küçük bir soruna yol açtı. Konu, Demokrat Parti Genel Başkan Yardımcısı İlay Aksoy’un Halk TV’de katıldığı bir programda dile getirdiği, “Ülker Suriye’de, hem devlet tarafında hem muhalif bölgelerde dondurma üretip satıyor” iddiasıydı. Biz gülüp geçtik ama Ülker, firmanın zarara uğrayacağı düşüncesiyle işin doğrusunu bir açıklamayla Serbestiyet’e iletti.
ABD Hazine Bakanı Yardımcısı Adewale Adeyemo'nun, Rusya'ya yönelik yaptırımlar kapsamında yaptırım uygulanan kişi ve kuruluşlar ile kurulabilecek ilişkilerin Türkiye’de faaliyet gösteren şirketlere de yaptırım...
The Wall Street Journal gazetesi, ABD Hazine Bakan Yardımcısı Wally Adeyemo’nun TÜSİAD ve Türkiye Amerikan Şirketleri Derneği’ne yazdığı uyarı mektubuna ulaştı. Adeyemo, uyarı mektubunda yaptırım listesine alınan Rus şirketlerle ilişkide olan Türk şirketlerinin de ilerleyen zamanlarda yaptırım listesine alınabileceğini söyledi. Haberi doğrulayan TÜSİAD, "ABD Hazine Bakanı Yardımcısı Adewale Adeyemo'nun, Rusya'ya yönelik yaptırımlar kapsamında, yaptırım uygulanan kişi ve kuruluşlar ile kurulabilecek ilişkilerin Türkiye'de faaliyet gösteren şirketlere de yaptırım riski olarak yansıyabileceğine yönelik mektubu TÜSİAD'a da iletilmiştir" açıklamasını yaptı.
Emekli promosyonları 7 bin 500 liraya kadar çıkınca, birçok şirket enflasyonun altında kaldığı gerekçesiyle mevcut sözleşmeleri iptal etmeye başladı. Daha önce binlerce kişinin maaş hesabı bulunan şirketlere yılda kişi başına 5-6 bin lira promosyon veren bankalar kesenin ağzını açmak zorunda kalarak rakamı 20 bin liranın üzerine taşıyorlar.