Habertürk yazarı Murat Bardakçı, Atatürk’ün kızkardeşi Makbule Hanım’ın 1947 yılında gittiği Niğde’deki Çiftehan kaplıcalarında iki yakın dostuna eski harflerle dikte ettirdiği ve bir arşivde saklanan 260 sayfalık hatıratını buldu, yakında kitap olarak yayınlayacağını duyurduğu hatırattan Atatürk’ün ölümüyle ilgili bölümleri paylaştı: “Ölüm hâlinde yatan ağabeyime candan bakanı olsa idi canım yanmazdı. Herhangi zaman ilâç arasa yerinde yoktur, herhangi zaman su istese yerinde yoktur.”
“Odasına giren “İnnâ lillâhi ve innâ ileyhi râciûn” diyor ve sıralanıyorlardı.. Yalnız o gece çok çırpındı. Bu tazyike tahammül edemeyen karyola kırılmış, hemen değiştirmişler. Dördüncü günü “Diiil, diiil, diiil” diye diye bir bağırma çıkardı. Sonra iyileşti.” “Sevincinden artık ölmeyeceğini zannederek Bay Celâl Bayar’a dağlarda ev istedi. Kendisini teskin etmek için ağabeyciğime “Dağlarda yaptıracağın ev çok rutubetli olmasın, çok güneşli olsun, sana elimle sütlü börekler, muhallebiler yapacağım” dedim. Sevinerek: “Yapacak mısın kardeşim, yapacak mısın kardeşim?” dedi.” “Vefatından sonra ve geldik. İlk iş olarak otomobilimizi hemen aldılar. Hizmetçilerimizi aldılar. Kapıya süngüsü takılmış bir nefer koydular. Sağa sola kıpırdanacak hiçbir serbest vaziyet bırakmadılar.”
İlk olarak Serbestiyet’in 28 Ağustos’ta dikkat çektiği, Trendyol 1. Lig ekibi Tuzlaspor’un iç saha maçlarında fahiş fiyata bilet satıldığı, biletlerin satın alınmasına rağmen tribünde hiç seyirci olmaması ile ilgili iddialar, gazeteci Murat Ağırel’in konuyu gündeme getirmesi ile yeniden alevlendi. Ağırel, Tuzlaspor maçına yurtdışı bahis sitelerinde yüksek oranlı bahisler oynandığını ve yüksek fiyata satılan biletler ile bu paranın legalleştiriliyor olabileceğini iddia etti. Fenerbahçe Başkanı Ali Koç da “Temiz futbol hepimize lazım” diyerek TFF’yi göreve çağırdı. Tuzlaspor’dan Murat Ağırel’e “İddialarınızı kanıtlayın” cevabı gelirken, Ali Koç’a ise “Yaptığı şey algı fırıldaklığıdır” çıkışı geldi. TFF “Kasıtlı ve yalan bir haber, TFF bilet fiyatlarına karışamaz” dedi. Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı, Tuzlaspor Başkanı Mehmet Berzan İlhanlı hakkında "mal varlığı değerlerini aklama", "Futbol ve Diğer Spor Müsabakalarında Bahis ve Şans Oyunları Düzenlenmesi Hakkında Kanun'a muhalefet", "mal varlığı değerlerinin gayrimeşru kaynağını gizlemek" ve "suç işlemek amacıyla örgüt kurmak" suçlarından soruşturma başlattı.
Yeni Şafak, Anayasa Mahkemesi’nin tamamı Gül ve Erdoğan tarafından atanan 9 üyesini hedef gösterdi. Gazetenin internet sitesindeki haberde mahkemenin 9 üyesinin fotoğrafı ve isimler verildi ve “FETÖ ve PKK’ya kapı açtılar” başlığı atıldı. Sosyal medyada tepki çeken Yeni Şafak’a, Merkez Bankası Başkanı için attığı manşet ve Vakit Gazetesi’nin Danıştay üyelerini fotoğraflarıyla hedef göstermesi hatırlatıldı.
İYİ Parti Sakarya Milletvekili Ümit Dikbayır, hakkında çıkan Meral Akşener’in banka hesaplarını incelettiği ve Ankara ile İstanbul Büyükşehir Belediyelerinden ihale ve iş aldığı iddialarının araştırılması için İYİ Parti Disiplin Kurulu'na dilekçe verdi. Dilekçe’de Dikbayır’ın “Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener'in aile bireylerinin ve ayrıca özel kalem müdürü ve eşinin banka hesaplarının inceletilmesi” talebinde bulunması dikkat çekti.
Özbekistan dönüşü uçakta konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yargıtay-Anayasa Mahkemesi tartışmasında Yargıtay’a açık destek verdi, partisinden AYM’ye destek verenleri eleştirdi: Her şeyden önce Yargıtay'ın bir yüksek mahkeme olduğunu herhalde kimse inkar edemez. Anayasa Mahkemesi bu noktada maalesef birçok yanlışları da arka arkaya yapar hale geldi. Bu da bizi ciddi manada üzmektedir. Şu an itibarıyla Yargıtay'ın aldığı karar asla bir kenara atılamaz, itilemez. Anayasa Mahkemesinin kararına karşı Yargıtay da şu anda demiştir ki “Sen yüksek mahkemeysen ben de yüksek mahkemeyim ve yüksek mahkeme olarak da şu anda sizinle ilgili bir yaptırımı ben de talep ediyorum.” Bu talebinin gereğini bekliyor ve bu talebine karşı bunun gereğini yerine getirecek olan merci neresiyse o merciden bu talebini istiyor. Bu parlamentoysa parlamentodan istiyor. Anayasa Mahkemesi de bu konuyla ilgili olarak Yargıtay'ın attığı bu adımı hafife de alamaz, almamalıdır. Eğer partimden bazı arkadaşlar da burada Yargıtay’ı yerip, Anayasa Mahkemesi’ne övgüler düzüyorsa onlar da yanlış yapıyorlar. Bizim birimiz hepimiz, hepimiz birimiz anlayışıyla hareket etmemiz lazım. Buralarda kalkıp da birilerine şirin görünmenin anlamı yok. “