Milyonlarca Suriyelinin savaştan kaçıp Türkiye’ye sığınmasının üzerinden tam 11 yıl geçti. Siyasetin ve toplumsal tartışmaların en sıcak konusu olmayı sürdüren Suriyeliler bugün hükümet için halen “misafir”, siyasi muhalefet içinse “acilen gönderilmesi gerekenler” sınıfında. Suriyelilerle birlikte yaşamanın ne zaman ve nasıl mümkün olacağına dair endişe de, şüphe de yaygınlaşsa da, birlikte yaşam için uğraşanlar da var. Türkiye’de Suriyeli nüfusun en çok yaşadığı üçüncü il olan Şanlıurfa’da o uğraşın içinde “AB bize daha çok yardım etsin” diyen de var, “Entegrasyon zihinlerde oluşmadı ama biraz vicdan” diyen de.
HSK’ya şikayet mektubuyla gündemden düşmeyen İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcısı İsmail Uçar, Emniyet’teki “paralel yapı” soruşturmalarını yürüten savcılardandı. 31 Mart seçimleri sonrasında İstanbul’daki usulsüzlük iddialarıyla ilgili kimi soruşturmalar da Uçar’ın talimatıyla açıldı. Uçar’ın HSK’ya yazdığı mektubu, kimi muhalif isimler “iktidar ve yargı çevrelerinde bir hizip savaşı” olarak değerlendirdi. Ancak Uçar, 2019 yılındaki Adli Yıl Açılış konuşmasında da 4 yıl sonra yazacağı mektubun sinyallerini vermişti.
İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcısı İsmail Uçar’ın, HSK’ya yazdığı mektuptaki iddialar hakkında İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu’na bağlı savcılar tarafından soruşturma başlatıldı. İstanbul Anadolu Adliyesi’yle sınırlı tutulmayan soruşturmada İstanbul ve diğer illerdeki adliyelerde yaşanan usulsüzlükler hakkında gelen ihbarlar değerlendiriliyor. Soruşturmada hakimler ve savcılar yok. İddialarda adı geçen hakim ve savcılar hakkında HSK soruşturma başlatmıştı. Soruşturma için üç müfettiş görevlendirildi.
İsrail’in Gazze’de hastane vurmasının ardından birçok şehirde protesto gösterileri vardı. Ankara’daki İsrail Büyükelçiliği önünde toplanan grup ile polis arasında arbede yaşanırken, İstanbul’daki İsrail Başkonsolosluğu önünde polis göstericilere TOMA, gaz bombası ve plastik mermi ile müdahale etti. Protestocular ise şaşkın ve tepkiliydi: “Ailesiyle gelmiş insanlar, çoluk çocuk ara sokaklara kaçtılar ama onlarda çok etkilendi maalesef. Barikatın önündekiler neyse de yolun karşı şeridinde kaldırımda duranlara niye!”, “Polis bu akşam tüm şovunu bize uyguladı”, “Hükümet bizden olsa da böyle bir zulüm yaşamasaydık keşke”, “Bu soykırım için Lübnan ayakta, Ürdün ayakta, Filistin ayakta, İstanbul da ayaktaydı gaz yedik evimize dönüyoruz...” “Ne yazık ki İsrail kafiri için Türk polisinden gaz bombası yedik. Çok acı ama gerçek.” “En öndeydik. Yoğun gaz yedik. Arbede sırasında düştüm. Omzum çok ağrıyor, kımıldayamıyorum.”
Gazze’ye İsrail kara saldırısı beklenirken, İsrail’in Gazze’ye saldırılarının durması ve Hamas’ın elindeki İsrailli rehinelerin bırakılması için çıktığı bölge turunda görüşmeler yapan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Kahire’den sonraki durağı Beyrut oldu. Fidan, Lübnan’da basın toplantısında konuştu: “Bu savaşta daha büyük bir savaşlar çıkabileceği gibi tarihi bir barış da çıkabilir”, “Neredeyse uluslararası kabul haline elmiş 1967 sınırlarına dayanan iki devletli Kudüs’ün başkenti olduğu bir Filistin devleti kurulması konusunda uluslararası arası adımın atılması zamanı gelmiştir. Filistin devletinin kurulması ertelendikçe bölgeye barış gelmeyecektir. Son olaylar bunun kanıtlayıcısı olmuştur”, “Birinin toprağına gelip oraya insan yerleştiriyorsunuz. Buna da yerleşimci diyorsunuz. Bunun adı hırsızlıktır. Bunun artık böyle ifade edilmesi gerekiyor.”