Siyaset bilimci Doğan Gürpınar, Beştepe’deki 30 Ağustos töreninde tanıtılan Yüzüncü Yıl Marşı ile Onuncu Yıl, 50’inci Yıl ve 75’inci Yıl marşları arasındaki benzerlik ve farklılıkları değerlendirdi: “Yüzüncü Yıl Marşı’nın sözleri ‘sekülerce.’ Hak’ gibi kelimeler kullanılmadan İstiklal Marşı bir anlamda sekülerce tercüme edilmiş. Arapça kelimeler temizlenmiş. Marşta Atatürk ve ordu yok, o eksikliği bol bol Türklükle doldurmaya çalışmışlar. Yerli-millilik üzerinden tartışma yaratabilecek eksenlere girilmemeye çalışılmış. AK Parti için en kolay yöntem, bunu yerli-millilik üzerinden yapmak. Cumhuriyet orada iki bin yıllık hatta daha da ötesine giden Türklüğün bir son safhasına indirgeniyor. 100. Yıl Marşı, 75. Yıl Marşı, 50. Yıl Marşı chatgpt ile yazılabilir, 10. Yıl Marşı yazılamaz. Çünkü orada 'Başkumandan' var ve yaşayan biri; onun şahsına yazılmış. Atatürk orada soyut bir imge değil."
Eski CHP Milletvekili Atilla Kart, Nevşin Mengü'nün YouTube kanalına konuk oldu ve 2017 Türkiye anayasa değişikliği referandumunda geçerli sayılan mühürsüz oylara dair açıklamalarda bulundu. Kart, YSK'nin mühürsüz oyların geçerli sayılması kararını AİHM'ye CHP adına götürmesinin parti yönetimi tarafından engellendiğini söyledi. Ama 16 Nisan 2017 referandumundan 3 ay sonra 4 Temmuz 2017’de CHP, AİHM’e başvurmuş ama AİHM yetkisizlik nedeniyle kabul edilmezlik kararı vermişti.
Ayhan Bora Kaplan dosyasıyla ilgili yeni bilgiler paylaşan İsmail Saymaz: “Dosyada 2019'dan sonrasına ait suç isnadı yer almıyor. Suçlar 2016-2019 aralığında gerçekleşmiş. Ankara Emniyeti'nin en azından 2 Ocak 2019'dan 29 Temmuz 2019'a kadar Kaplan ve çetesini dinlediği, dönem dönem fiziki takibe aldığı ve gözaltı işlemi gerçekleştirdiği anlaşılıyor. Emniyet'ten üst düzey bir yetkili, 2018 ve 2019 yıllarında Kaplan hakkında üç ayrı soruşturmanın yürütüldüğünü, 2020'de takipsizlik kararı verildiğini kaydediyor. ‘Neden?’ diye sordum. Eski Ankara Başsavcısı Yüksel Kocaman'ı ima ederek, ‘Basında yazılanların bir kısmı doğru olabilir’ dedi.”
İmamoğlu’nun Erzurum mitingine yapılan taşlı saldırının ardından Yeni Şafak, gözaltına alınanlardan Uzman Çavuş Muhammet Akif Keleş’in geçmişte “FETÖ’den işlem gördüğü”nü gündeme getirerek “Provokasyondan FETÖ izi çıktı” manşeti atmıştı. Soylu da “İlk taş atan kişi kafamızı karıştırıyor. Hakkında FETÖ ile ilgili işlem yapılmış bir uzman çavuş. Şu anda bütün irtibatlarına bakılıyor” demişti. Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığı iddianamesinde, zanlılar arasında bulunan Keleş’le ilgili FETÖ kelimesi geçmiyor. MSB, Keleş’in FETÖ soruşturmasından “kovuşturmaya yer yok” kararı çıktığını açıklamıştı.
Suç örgütü liderliğinden tutuklanan Ayhan Bora Kaplan’ın Emniyet’teki “mülakat”ında lüks bir villa ve otomobil hediye ettiğini iddia ettiği Yargıtay Üyesi ve eski Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Yüksel Kocaman: “Benim Çayyolu'nda evim yoktur, Esenboğa yolundaki bayiden hiçbir zaman lüks araç almadım. Sosyal, görsel ve yazılı medya yolu ile bu haksız, lekeleyici, mesnetsiz yalanları yazan, yaygınlaştıran kötü niyetli herkesle ilgili olarak suç duyuruları yapılıp, manevi tazminat davaları açarak hem kendimin ve ailemin hem de mensubu olmaktan gurur duyduğum yargının onurunu koruyacağım."