Pezeşkiyan rejim lideri Hamaney’in ultra muhafazakarları dengeleme çabasının sonucu olarak aday olabildi. Yeni dönemde karşısında derin devleti ve muhafazakarların elindeki Meclis’i bulacak olan Pezeşkiyan’ın Türkiye ve Batı ile ilişkileri düzeltmesi bekleniyor. Yeni dönemin Gazze ateşkes müzakereleri ile İran nükleer müzakerelerine nasıl yansıyacağı ise merak konusu.
Yalım Eralp ile Dünya Dönüyor’da bu hafta: “Bir yorumcu çok haklı olarak artık 'Fransa'da parlamenter sistem başlıyor' dedi. Doğru. Çünkü Macron, parlamentoyla çalışmak zorunda. Önümüzdeki haftalarda bir uzlaşı Başbakan’ı seçmek durumunda. Dün ortaya eski Cumhurbaşkanı, sosyalist François Hollande’nin ismi atıldı. Mevcut Başbakan Gabriel Attal, 'Macron, seçimleri ilan ederken bana sormadı' dedi. Yani aralarında bir anlaşmazlık var. Fransa halkı Fransız kaldı tabiri caizse.”
Hamaney’in işaret ettiği muhafazakar aday Galibaf ikinci tura kalamadı. 5 Temmuz’daki ikinci tur; diğer muhafazakar aday Said Celili ile Hamaney’in yarışa girmesine onay verdiği tek reformist aday Pezeşkiyan arasında. İki aday da Türk asıllı. Celili, bütün muhafazakarları birleştirmeyi hedefliyor, Pezeşkiyan ise ilk turda “hiçbirşey değişmiyor” diyerek sandığa gitmeyen yüzde 60’ın ikinci turda sandığa gitmesini umuyor. İlk turdaki yüzde 40 katılım 1979’dan bu yana İran’daki en düşük katılım oranı.
“Türkiye’nin Suriye’de neler yaptığı” konusu Türkiye kamuoyunda çok az gündem olduğundan bölgeden Türkiye’ye yönelen tepkiler, protestolar da “nankörlük” olarak yorumlanabiliyor. Ama bölgeyi yakından takip edenler için bu tepkiler sürpriz değil. 2016’dan beri Suriye’deki politikasını anti-Esad’dan, anti-YPG’ye doğru değiştirmeye başlayan Türkiye, kontrol altında tuttuğu bölgelerde işbirliği yaptığı silahlı grupların baskıcı politikalarının faturasını ödüyor. Son olayların arka planında Türkiye’nin göz yumduğu HTŞ’ye yönelik Mart ayından beri süren gösteriler ve Türkiye’nin yeni açılacak sınır kapısını Suriye rejimiyle birlikte yöneteceği haberlerine tepkiler var.
Sinan Baykent, Fikir Turu'nda yazdı: Fransa’da ilk defa ulusal-sağ karakterli bir parti iktidara yürüyor. Avrupa çapında yayılan “ulusal-sağ” dinamiğin ateşleyici siyasal, ekonomik ve kültürel faktörleri neler? Bu partiler hangi sosyal sınıfların sözcülüğünü üstleniyor, demokrasiyi nasıl aşındırıyor, İslam düşmanlığını nasıl gerekçelendiriyor ve tüm bu sorulara verdikleri cevapları nasıl tek bir "ahenkli bütün"de harmanlıyor?