Dünyada popülist liderlerin geniş kitlelerin ‘rasyonel olmayan’ teveccühüne mazhar olmalarını açıklama çabasına giren birinin önünde iki yol var. Biri kolay ve basit öbürü zor ve karmaşık. Birinci yolu seçenler popülist liderlere kızdıkları kadar ‘neden oy veriyorlar acaba’ diye sormadan onları seçenlere de kızıyor. İkinci yolu seçenler ise ‘Neden oy veriyorlar acaba’ sorusunu sorup anlamaya çalışıyor. Biden kazanmış gibi, fakat yine de asıl Trump ve öbür popülist liderlerin 'kaza' değil 'tercih' olduğunu anlama ve 'neden?' diye sorma zamanı.
“Siyasî iktidarlara düşen, ‘fikrî iktidar’ diye yahut ‘kültürel iktidar’ diye bir hedef koyup; hayatın her alanını kendi rengiyle boyama, her alanda hegemonyasını kurma çabasına girmek değil; düşüncenin oluşumu ve gelişimi için bu özgürlüğü teminat altına alabilmek ve kendisinden düşünce ve hikmet üretilecek bilgiye ulaşmanın imkânlarını temin etmektir."
Anayasa Mahkemesi’ne 2010’da Abdullah Gül tarafından atanan Prof. Dr. Engin Yıldırım, 10 yıl boyunca verdiği kararlarla kamuda başörtüsü özgürlüğünü de kadınların evlilik öncesi soyadlarını kullanma hakkını da savundu. İlker Başbuğ hakkında verilen ve diğer Ergenekon sanıklarının tahliyesinin önünü açan hak ihlali kararında imzası vardı. Kavala, Demirtaş, Ahmet Altan, Cumhuriyet yazarları için de hak ihlali var deyip mahkeme kararlarına itiraz etti. Sendikal haklar ve LGBT’lere ayrımcılık davalarında Foucault referanslı karşı oylarla tek başına kaldı.
Anayasa hukukçusu Prof. Dr. Serap Yazıcı yerel mahkemenin Anayasa Mahkemesi kararını dinlememesiyle yaşanan kriz hakkında Anayasa’nın net olduğunu söylüyor: “O halde biz neyi tartışıyoruz. Anayasa Mahkemesinin kararlarına devlet aygıtının bütün unsurları uymakla yükümlü. Bu kuralı getiren, Anayasa. Hukuk sistemimizde anayasanın üzerinde başka bir hukuk kuralı yok. Haliyle tartışılacak bir konu yok.”
106 yıl sonra Şehir Tiyatroları’nın resmi programına giren ilk Kürtçe oyun olan Bêrû, “kamu düzenini bozabileceği” gerekçesiyle Gaziosmanpaşa Kaymakamlığı tarafından yasaklandı. İstanbul Valisi ve İçişleri Bakan yardımcısı yasağın sebebinin Kürtçe değil, “PKK propagandası” olduğunu öne sürdü. Bêrû’nun yönetmeni Nazmi Karaman iddialara Serbestiyet’te cevap verdi: “Dario Fo’nun metninde bir değişiklik yapmadık. Oyun Türkçe altyazılı. Üç yılda 100’e yakın kez oynadık. Polise oyunun tekstini verdik. Gelip izlediler. Terör propagandası olsa çoktan müdahale edilirdi.”