Yalım Eralp ile Dünya Dönüyor'da bu hafta: "Prigojin Ukrayna harbinin gerekçelerinin yalan olduğunu söyleyerek direkt Putin'i hedef aldı", "Tek kaybeden Prigojin gibi gözüküyor ama asıl Putin'in siyasi otoritesi sarsıldı. Putin, Beyaz Rus liderinin arabulucuğunu istemek zorunda kaldı", "Bu bir yılan hikayesine döndü. Temmuz başında yapılacak olan NATO zirvesine İsveç'in üyeliği yetişmeyebilir", "Yunanistan’da muhalif SYRIZA sadece Türklerin yoğun yaşadığı Rodop’ta birinci oldu. Türkler solcu olduğundan değil, SYRIZA'nın azınlık konusunda çok daha yumuşak olmasından."
Prof. Dr. Ahmet İnsel, Birikim Dergisi’nde yazdı: Hochschild’in “Kendi Topraklarında Yabancı: Amerikan Sağında Öfke ve Yas" başlıklı kitabında sağcı bir partinin politikalarından en fazla olumsuz etkilenecek olan sosyal sınıflar arasında bu partiye oy veren önemli bir kesimin nasıl olabildiği sorusuna yanıt arıyor. Büyük çoğunluğu mümin Hıristiyan olan bu “beyaz Amerikalı” grubunun siyasal aidiyetini esas olarak simgeler, değerler, ayrıcalığa mazhar bir toplumsal gruba –“gerçek Amerikalılar” – ait olma hissinin belirlediğine dayanıyor çıkardığı sonuç. İsrail’de Netanyahu’da, Hindistan başbakanı Modi’de, Macaristan başbakanı Orban’da ve elbette Türkiye’de Erdoğan’ın şahsında karşımıza çıkıyor. Hochschild’in kitabının başlığının Türkçedeki çağrışımı da zaten başlı başına anlamlı. Erdoğan’ın ve onun gibi mukaddesatçı kuşakların her fırsatta tekrar ettikleri Necip Fazıl üstatlarının “Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya!” dizesidir bu.
2014 yılından itibaren “faiz sebep, enflasyon sonuç” teorisinden geri adım atmayan, faizi arttırdığı için Merkez Bankası Başkanı’nı "laf dinlemiyor" diyerek görevden alan Cumhurbaşkanı Erdoğan, faizin yüzde 15’e yükselmesine ikna oldu. 2016’da “Amerika’da, Japonya’da, Avrupa’da faiz yüksek mi? Erdoğan, henüz 2 ay önce “Amerika’da, Avrupa’da faiz yükselebilir ama bu kardeşiniz iktidarda olduğu sürece Türkiye’de faiz düşecek” demişti.
“Bu üç siyasi partinin bir araya gelip gelmeyecekleri bir ideolojik-politik sorun olmaktan çok bir fayda sorunu olarak karşımızdadır. Yani mecliste grup kurmanın getirileri, mecliste grup kurmanın o gruba, o siyasi partiye vermiş olduğu imkanlar ve haklar itibariyle bunu istemeleri normal Belki de yeni bir siyasi parti, yeni bir siyasi anlayış bütün seçim sonuçlarının da değerlendirilmesi bir hareketle ortak bir dil üretilebilir. Üretilirse de faydalı olur. Ayrı ayrı olmasında da ben hiçbir mahsur görmüyorum.”
Asgari ücret, altı yıl önce 2017 yılında 1404 TL olarak açıklanmıştı. 6 yıl sonra TL olarak 8 kat arttı ve 11.402 TL'ye yükseltildi. Ama Dolar bazındaki artış 1,2 katta kaldı. 2017'de 397 Dolar olan asgari ücret, 2022'nin sonunda 294 Dolar'a düşmüştü. 2023 yılının başındaki zamla 455 Dolar'a yükseldi ama altı oy sonra tekrar 360 Dolar'a kadar geriledi. Bugünkü zamla asgari ücret yeniden 483 dolara yükselmiş oldu. Altı ay sonra ne olacağı malum.