Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ziyareti için bulunduğu Erbil’de, Rudaw muhabirinin Arapça sorusunun Türkçe’ye çevrilmesi istedi. Türkiye Diyanet Vakfı’nın sitesindeki CV’sine göre İlahiyat profesörü olan Erbaş, “iyi derecede Arapça ve Fransızca biliyor.”
CHP’nin yerel yönetimlerden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gökhan Zeybek: “Arapça tabelaların kaldırılmasına karşı CHP’li bütün belediye başkanlarına hassasiyetimizi bildirdik. Türkiye’de yaşayan, anadili Arapça olan milyonlarca vatandaşımız var. Ayrıca Arapça Kuran dili olarak görülüp saygı duyulan bir dil."
Patika bağımlılığı; bizim herhangi bir şeyi yapıyor olmaktan gelen alışkanlıklar, onun ürettiği meyiller, onun ürettiği yatkınlıklar, onun ürettiği normlar ve onun ürettiği ahlak bütünü ve bunlardan herhangi birini değiştirmemiz halinde hepsini değiştirmemiz gerektiğinden korkmamız. Patika bağımlılığı endüstride çok olan bir şey. Fabrika kuruyorsun belirli bir teknoloji üzerinden sonra yeni bir teknoloji çıkıyor, o teknolojiye geçemiyorsun. İçinde olduğumuz patikaya dışarıdan bakabilecek miyiz? Onu değiştirmeye cesaret edebilecek miyiz?
Fransız Devrimi son plansız, programsız, kastedilmemiş, niyetlenilmemiş, gerçekten spontane devrimdi. Sonraki devrimlerde hep, devrim yapmayı (yani siyasî iktidarı şiddet yoluyla devirmeyi) amaçlayan bireylerin, grupların, partilerin, programların, platformların… önceden varlığı söz konusu oldu. Fransız Devriminde ise yoktu böyle bir şey. Daha geride, Aydınlanma’da da devrim fikri mevcut değildi. İlk aşk ağır bastı. Aşağıdanlığa, ayaklanmacılığa, baldırıçıplakların gök katlarını fethetmesine hayranlık, terazinin diğer kefesindeki pek çok şeyi affettirdi. Devrimin (muazzam) bedeli küçümsendi, asgarîleştirildi, “kurunun yanında yaş da yanar” veya “yumurtaları kırmadan omlet yapamazsın” gibi soğuk ve nasırlı aforizmalarla geçiştirilmeye çalışıldı