Ana SayfaHaberlerÇiğdem Mater: “Anlayacağınız, çekilmemiş bir filmle, Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkmaya teşebbüs etmişim”

Çiğdem Mater: “Anlayacağınız, çekilmemiş bir filmle, Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkmaya teşebbüs etmişim”

Gezi Davası’nda 18 yıl hapis cezası alan Çiğdem Mater, cezaevinden röportaj verdi: “2013 Haziran’ında olanlar, bir sinemacı olarak, haliyle içimde “bunun filmi yapılmalı” hissi doğurdu. Sinemayla ilgilenen herkesin de aynı şeyi düşündüğüne eminim. Pek çok filmde başımıza geldiği gibi, finansal nedenlerle yapamadık. Ancak, üç telefon konuşması ve iki film festivalinden ibaret bu “girişim”, önce iddianamede karşıma “Film çekti” diye çıktı. Keşke Yargıtay 3. Ceza Dairesi üyeleri önce Google’a Saraybosna Film Festivali yazsalar da festivalin onca yıldır nasıl TRT ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından desteklendiğini görselerdi.”

Gezi Davası’nda 18 yıl hapis cezası alan Çiğdem Mater, cezaevinden röportaj verdi: “2013 Haziran’ında olanlar, bir sinemacı olarak, haliyle içimde “bunun filmi yapılmalı” hissi doğurdu. Sinemayla ilgilenen herkesin de aynı şeyi düşündüğüne eminim. Pek çok filmde başımıza geldiği gibi, finansal nedenlerle yapamadık. Ancak, üç telefon konuşması ve iki film festivalinden ibaret bu “girişim”, önce iddianamede karşıma “Film çekti” diye çıktı. Keşke Yargıtay 3. Ceza Dairesi üyeleri önce Google’a Saraybosna Film Festivali yazsalar da festivalin onca yıldır nasıl TRT ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından desteklendiğini görselerdi.”

Gezi Davası’nda 18 yıl hapis cezası alan sinemacı Çiğdem Mater, T24’ten Murat Sabuncu’ya konuştu.

Röportajın bir bölümü şöyle.

“3 telefon konuşması ve 2 festivalden ibaret ‘girişim’, iddianamede karşıma ‘Film çekti’ diye çıktı”

Yargıtay kararında sizinle ilgili bölümde belgesel çekiminden bahsediliyor, “tamamlanamayan” bu belgesel neydi?

2013 Haziran’ında İstanbul’da ve sonrasında tüm Türkiye’de olanlar, bir sinemacı olarak, haliyle içimde “bunun filmi yapılmalı” hissi doğurdu. Sinemayla ilgilenen herkesin de aynı şeyi düşündüğüne eminim. Görüntünün “demokratikleşmesi”, cep telefonlarıyla gayet iyi çekim yapılabilmesi gibi bir sürü olumlu ilerlemeden ötürü, o zamana kadar hiç karşılaşmadığımız ölçüde görüntü elde edildi. Bunların doğru dürüst bir araya getirilip bir film yapmanın mümkün olup olmadığına kadar kafa yordum, insanlarla konuştum, 2013 Temmuz ve Ağustos’unda bununla ilgili görüşmeler yaptım ve sonra, hayal ettiğimiz pek çok filmde başımıza geldiği gibi, finansal nedenlerle yapamadık. Ancak, üç telefon konuşması ve iki film festivalinden ibaret bu “girişim”, önce iddianamede karşıma “Film çekti” diye çıktı, ilk yargılamada aylarca “çekilmemiş bir filmin yokluğunu” kanıtlamaya çalıştık, bir şeyin olmadığını kanıtlamaya çalışmak pek zor malum, bir de bildiğim kadarıyla hukukta temel ilke benim çekmediğimi değil de iddia makamının filmi çektiğimi ispatlamasıydı. Sonra sanırım ikinci yargılamanın bir aşamasında “Filmi çekecekti, çekemedi, çünkü Gezi kalkışması başarısız oldu” cümlesi çıktı karşıma. Anlayacağınız, çekilmemiş bir filmle, Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkmaya teşebbüs etmişim.

“’Hükümeti devirmeye’ çalışırken festivale gidip günlerce film izlememizi mantıklı bulundu”

Yargıtay; 7-14 Temmuz 2013 tarihleri arasında Erivan’da düzenlenen festivali de gerekçe sayıyor. Osman Kavala ile birlikte gidişiniz ve “15 dakikalık amatör görüntü götürüşünüzden” bahsediyor. Burada anlatılmak istenen ne?

Erivan Altın Kayısı Film Festivali, direktörü olduğum Ermenistan-Türkiye Sinema Platformu nedeniyle, 2009’dan bu yana, 2019’a kadar aralıksız gittiğim bir festival. 2019’da yurt dışı çıkış yasağım nedeniyle gidememişimdir. Yani 2013’te gittiğim gibi, 2012’de de 2014’te de gittim. 7-14 Temmuz 2013’te de bu kez festivalin uluslararası belgesel jürisinde, jüri üyesi olan Osman Kavala ile birlikte gittik ve bir hafta kaldık. Yani en alt kademeden en üst mahkemeye kadar, bana 18 yıl, Osman Kavala’ya ağırlaştırılmış müebbet cezası veren yargı sistemi, bizim tam da “hükümeti devirmeye” çalıştığımız sırada, bir haftalığına bir film festivaline gidip, günlerce film izlememizi, sinema konuşmamızı, hayatın olağan akışına uygun, makul ve mantıklı buldu. “Yanımızda götürdüğümüz amatör görüntü”den kasıt da benim o aralar “Acaba bir film yapabilir miyiz?” fikriyle, belgesel dünyasından insanlarla konuşmak için yanıma aldığım internete girseniz bulabileceğiniz türden ham görüntüler, film falan değil yani.

“Saraybosna Film Festivali de Erivan Altın Kayısı gibi kriminalize edildi dava boyunca”

16-24 Ağustos 2013 tarihleri arasında düzenlenen Saraybosna Film Festivali’ne gidişiniz de Yargıtay kararında. Festivale gidiş bir suç unsuru olarak görülüyor sanırım. 

Saraybosna Film Festivali de tıpkı Erivan Altın Kayısı gibi, kriminalize edildi dava boyunca, Yargıtay da geleneği bozmadı. Ben yapımcıyım, işimin, gündelik hayatımın normali festivallere gitmek. Keşke Yargıtay 3. Ceza Dairesi üyeleri de bunları yazmadan önce, Google’a Saraybosna Film Festivali yazsalar da festivalin onca yıldır nasıl TRT ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından desteklendiğini görselerdi, Türkiye’den kimlerin, kimlerin festivale katıldığını bilselerdi! Bu arada Saraybosna da Altın Kayısı da şahane bölgesel festivallerdir!

- Advertisment -