Ersun Yalan’ın Amedspor ile calışmaya ikna olması ya da ikna edilmesi, kabul etmek lazım gelir ki, büyük sürpriz oldu; çünkü Ersun Yanal ile aynı anlam dünyası içinde olmak ve o anlamı temel alan ortak dil oluşturup, ‘’eşyanın tabiatına’’ ilişkin bir mutabakat sağlamak, hiç şüphesiz, büyük iş. Birlikte çalışma kararının böyle bir kültür içinde şekillendirildiğini varsayıyorum. Başka türlüsü, geçmişte başka kulüplerle Ersun Yanal arasında yaşanan geçici, kısa süreli, işbirliklerine dönüşme ihtimali yüksektir.
Her şeyden önce Ersun Yanal, talepkar bir teknik adamdır. Hem saha içini hem de saha dışını istediği kriterler doğrultusunda düzenlemek için ısrar eder. Usul açısından, sahanın içine dair talepler, zaten bir teknik adamdan beklenilen ve bir sözleşme ile esasa bağlanan görev, yetki ve sorumluluklardır.. Ama kimi teknik adamlar ve bu arada Ersun Yanal’ da aşırı bir yorumla, saha dışının bütünüyle saha içine bağlı olduğunu ileri sürebilir ve saha içiyle saha dışı arasındaki ayrımı belirsiz hale getirebilir.
Nitekim, Yanal’ın çağdaş kurumsallaşma talebi, ancak böylesi bir yorumun sonucu olarak meşruiyet kazanabilir. Ama ve fakat, bir kulübün bütünüyle kurumsalllığı, o kulübün, saha içi ile ilişkili organlarının kurumsallığı hem aynı şey değil hem de aynı anlama gelmiyor; en azından bana göre, böyle bütünsel ve kapsayıcı bir özdeşlik yoktur. Ve yine bana göre bu ilişki ve işbirliğinin, gerilimlere en açık karnı burasıdır; çünkü saha içindeki başarısızlıklar, ilk elden ve hemen birer neden ve mazeret olarak, kurumsallık ilişkisinin yetersizliğine ya da gevşekliğine bağlanabilir. Her neyse, umarım taraflar önümüzdeki süreçte, olası zaafları bu nedensellik zincirine bağlayarak suistimal etmezler. Evet, bu ilişki de karşılıklı bir bağımlılık var ama bu bağımlılık her seyi belirleyen ve izah eden, bir bağımlılık türü değildir.
Kulübün disipliner tavrı ile saha içinde şekillenen oyun disiplini arasında da bir ‘’uygun düşme hali’’ birbirine benzeme hali ve birbirini belirleme hali, her zaman bir olasalık olarak, ortaya çıkabilir. Bu durumda, temel ayırım, bir mazaret ve neden olarak kullanılmaz. Herkes işini yapmaya devam eder ve zincirin en zayıf halkası, istişare ile güçlendirilir. Zayıf halka temel görevlerin ‘’imkansız mazereti değil, çözümleri itici gücü olarak benimsenir.
Ersun Yanal’ın 1. Lig düzeyinde sonuç alabileceği oyunları tasarlama bahsinde pek zorlanacağını sanmıyorum. İkinci olarak tasarladığı oyunlar hakkında rıza üretmek ve oyuncuları bu oyunun görev ve sorumluluklarına ikna etmek meselesinde de bir dirençle karşılaşacağını düşünmüyorum. Geriye yetenek havuzuna, maç ve oyunların talepleri için ciddi bir liderlik yapmak kalıyor ki, bu nokta da Yanal’ın karizması, iletişimi ve sorun çözme potansiyeli ‘’dokunulmazlık’’ seviyesinde bir tamlıkla tescil edilmiştir.
Nihayet, lig bir süreçtir ve her rakip saygın bir yarışmacıdır. Prensip olarak ortaya çıkabilecek sorunların, rakiplerin olaganüstü hazırlıklarından kaynaklanması muhtemeldir. Hiç kimse kusura bakmasın, rakiplerin üstünlüğü bizim yetersizliğimize işaret etmez; her şeyden önce ve evvel onların harika üstünlüklerine işaret eder. Ve 18 takımın yarışacağı bir lig de 18’nin de birinci olarak öne çıkması mümkün olmadığı gibi, en hazırlıklı olanlar, en çok odaklananlar, haklı olarak yarışmanın birincisi olarak yerlerini alırlar.
Hangi takımın lige ve yarışmaya hangi düzeyde hazırlandığının ayrıntılarına vakıf olmadığım için bu bahiste bir değerlendirme yapma imkanım yok. Her sezon başında olduğu gibi, bu sezonda da ligin ilk 6 haftasını geride bırakmayı sabırla bekleyeceğim. Gerçek rakiplerle, sert ve reel zeminde yapılacak olan yarışmanın sonuçlarına ilişkin bir hüküm cümlesi oluşturmak, ancak 6 haftalık pratiğin verileri ile mümkün olabilir. Hazırlık kampı süresi kadar bir süreyi her teknik adama tanımak futbol sevgisinin adaletini yansıtır. Hazırlık kampında yeteneklerin oyun açısından işlevlerine karar vermek zor bir iş değil; ancak bu kararların doğruluğunu teyit edecek sahne ligin ilk 6 haftasıdır.
İsabetsiz olan her iş ve işlevi telafi etmek bu 6 haftada mümkündür. Ligin altıncı haftasında en gerçekçi değerlendirmeler yapmak ve bu değerlendirmelerin sonuçlarını eleştiri kriteri haline getirmek herkes için sağlıklı bir yol ve yöntem olur.