Ana SayfaGÜNÜN YAZILARIKürtçe bir slogan, ırkçılığın yeni sahası

Kürtçe bir slogan, ırkçılığın yeni sahası

Amedspor’un forma göğüs sponsorunda yer alan "Koma me bona we" sloganını TFF daha önce onaylamış ama şimdi, "ekipman talimatnamesine aykırılık" diye uyduruk bir gerekçeyle ceza yağdırmış. Bu, basit bir bürokratik hata mı? Hayır. Bu, Kürtçe'nin –hatta en masum bir sponsor sloganının bile– susturulma girişimi. Bir hortlak gibi dirilip karşımıza çıkan Kürtçe yasağı, yasal bir zeminde değil, ideolojik bir zehirle besleniyor. Barışa, eşitliğe, adalete dair bir umut için: Sahayı, nefretin değil, kardeşliğin mekanı kılın.


Futbol sahası dediğimiz yer, sadece topun peşinde koşulan bir arena değil; kimliklerin, kültürlerin ve mücadelelerin kesiştiği bir meydan. Ama ne yazık ki, Türkiye’de bu meydan, zaman zaman en karanlık ideolojilerin gölgesinde kalıyor. Son günlerde, Türkiye Futbol Federasyonu’nun (TFF) Amedspor’a kestiği 110 bin TL’lik ceza, tam da bu karanlığın bir yansıması.

Neden mi? Forma göğüs sponsorunda yer alan “Koma me bona we” sloganı –ki bu, sponsorun tescilli markasının Kürtçe ifadesi, “Grubumuz sizin için” anlamına geliyor– Kürtçe yazıldığı için! Üstelik TFF, bu formayı daha önce onaylamış, Pendikspor maçında sahaya çıkmasına izin vermiş. Ama şimdi, “ekipman talimatnamesine aykırılık” diye uyduruk bir gerekçeyle ceza yağdırmış.

Bu, basit bir bürokratik hata mı? Hayır. Bu, Kürtçe’nin –hatta en masum bir sponsor sloganının bile– susturulma girişimi. Bir hortlak gibi dirilip karşımıza çıkan Kürtçe yasağı, yasal bir zeminde değil, ideolojik bir zehirle besleniyor.
Hatırlayın: 1980’lerin darbe mirası, “Vatandaş Türkçe konuş” dayatmasıyla Kürt kimliğini boğmaya çalışmıştı. Bugün, o mirasın torunları, barış süreçlerini, yumuşama girişimlerini sabotajla yanıt veriyor. Çatışma çözümünün kapılarını aralayan her adım –siyasi, kültürel ya da sportif– bu zihniyetin hedef tahtasında.

Kendini “büyük efendi” ilan eden bu anlayış, Kürtlerin varlığının özüne itiraz ediyor; başka bir dille, başka bir sloganla, başka bir forma üzerinden.Peki, hukuki dayanak nerede? TFF’nin Sportif Ekipman Talimatı’na bakalım: Reklamlar, hukuka, fair-play’e, ahlaka aykırı olmamalı; alkol, tütün, kumar, politik, ırkçı veya dini içerikler yasak. Ama Kürtçe bir slogan? Talimatta dil kısıtlaması yok, Türkçe zorunluluğu yok, yazı tipi için bile sadece okunabilirlik şartı var ve font örnekleri TFF’ye sunulmalı.

“Koma me bona we”, politik mi? Irkçı mı? Dini mi? Hayır, bir sponsorun ticari sloganı! Talimatta çizilmemiş, tarif edilmemiş bir “aykırılık” uydurup ceza kesmek, hukukun temel ilkesini çiğnemek: Yasa ve talimatlarda hükmü açıkça beyan edilmeyen hiçbir şey suç olmaz.

Bu, keyfi bir yaptırım; hukuki değil, ideolojik bir darbe. Sportif faaliyetler, Kürt ulusal kimliğinin inşasında ne kadar önemli bir rol oynuyor, bir düşünün. Amedspor, Diyarbakır’ın sokaklarından yükselen bir umut; gençlerin, ailelerin, Kürt toplumunun gururu. Forma üzerindeki bir slogan, sadece bir reklam değil; kültürel çeşitliliğin, çoğulculuğun sembolü.

TFF’nin bu cezası, o sembolü ezme çabası. Sporu ırkçılığın aracı haline getirmek, fair-play’i değil, nefret tohumlarını yeşertmek demek.
Kürtçe yasakları, köklerinde ırkçılıkla zehirlenmiş bir miras. Onları kınamak, kabul etmemek yetmez; görünür kılmak, sorgulatmak lazım. Bu ceza, gayri insani ve gayri ahlaki; çünkü bir milletin dilini, kimliğini sahadan kovmak, insanlığı sahadan kovmaktır.

TFF’ye, kulüplere, spor camiasına sesleniyorum: Bu sabotajı durdurun. Kürtçe’yi forma üzerinde, tribünde, sokakta özgür bırakın. Yoksa futbol, topun yuvarlanmasıyla değil, kalplerin yarılmasıyla anılır.Barışa, eşitliğe, adalete dair bir umut için: Sahayı, nefretin değil, kardeşliğin mekanı kılın. Amedspor’un göğüs reklamındaki sloganı gibi: “Koma me bona we” – hepimiz için.

- Advertisment -