Yıllar önceydi. Cumhuriyet’te çalışıyordum. Boşanma halinde malların paylaşımı konusunda kanuni bir düzenleme yapılmıştı. Bu düzenlemeye göre evlilik sonrası edinilen mallar ve birikimler eşler arasında eşit olarak paylaşılacaktı. 2002 yılının başından itibaren uygulanan bu sisteme son anda o zamanki koalisyon ortağı MHP’lilerin müdahalesiyle bir ek yapıldı. Bu Kanun’un çıkmasından önce evlenmiş olanların mal paylaşımından yararlanabilmesi ancak tarafların bir yıl içinde başvurmalarıyla mümkün olacaktı.
Yani 2002 yılından önce evlenmiş olan çiftlerden birisi dilekçe vererek evlilik sonrası edinilen mal paylaşımından hak talep edecekti. Dilekçe verme şartı, evli kadınların işlerini zorlaştırıcı bir sonuç doğurmuştu. Bu yüzden kayda değer bir başvuru olmadı. Türkiye’de, taşınmaz malların ve özellikle de banka hesaplarının ezici bir kısmı erkeklere ait. Bu konuyu ele alan bir yazı yazdım.
Tanınmış şair-yazarlarımızdan biri, yazıya kızmıştı. “Ne diyorsun Oral, benim eserlerimle elde ettiğim şahsi birikimimi nasıl paylaşırım, bu haksız bir durum değil mi?” dedi. Tartışma uzadı. Onun üzerine bana, “Bunu seninle televizyonda tartışalım” şeklinde bir teklif yaptı. “Memnuniyetle” dedim. “Kanalı da ayarlarım” diye ekledim. Bir süre sonra geldi. “Sakın bunu yazmaya kalkma başım belaya girer” dedi. TV tartışmasından çoktan vazgeçmişti.
Yine bir erkek düzenlemesi mi?
Nafaka neden kadınları değil de erkekleri ürkütüyor? Kadınlar eyvah nafaka ödeyeceğim diye neden korkuya kapılmıyor? Her boşanmada çocuklar kadına veriliyor, erkekler de nafakayı ödüyor. Çünkü ailenin varlığı erkeğin banka hesabında oluyor. Erkek “Parayı ben kazanıyorum, ayrılık halinde kadın yarısını alıp götürüyor. Bu adaletsizliktir, soygunculuktur” diyor.
Çalışan kadın doğum yapınca çoğu zaman işinden ayrılıp çocuğu büyütüyor. Erkek ise işine devam edip kazandığını sahipleniyor. Tapunun, banka hesabının, kredi kartının mutlak sahibi olduğunu düşünmeye başlıyor. Meclis’in ezici çoğunluğu erkek. Hükümet’in de öyle. Şimdi belli ki erkekler nafaka meselesinde ellerini rahatlatacak çözüm için harekete geçmiş durumdalar.
Türkiye’de kanunlar bazı alanlarda toplumsal kültürümüzden daha ileri hükümler içeriyor. Bunda Avrupa Birliği’ne uyum yasalarının da bir rolü olduğunu biliyoruz. Şimdi geri vitese takılmış şekilde, kazanımların tasfiye edildiği bir süreçten geçiyoruz. Bu süreçten en çok kadınlar zarar görüyor. Kadınların hakkı hukuku korunaklı olmaktan çıkarılmak isteniyor. Yeni nafaka taslağının ayrıntılarını, henüz bilmiyoruz.
Ancak buradan erkekler lehine bir sonuç çıkacağını yaşadığımız pratiklerden bilebiliyoruz. Gazetelerdeki habere göre, AK Parti kurmayları bu değişikliği şöyle izah ediyor: “Bu konudan mağdur olan vatandaşların sıkıntılarını gidereceğiz. Her iki tarafı da mağdur etmeyecek bir düzenleme üzerinde çalışıyoruz. Ömür boyu nafaka uygulamasını doğru bulmuyoruz.”