Rahmetli Sırrı Süreyya Önder’in geçmişinde Risalelerle temas etmiş olması bir skandal olarak karşılandı. Türkiye’de solcu en fazla ikinci sınıf bir Hollandalıdır. Bu söylediklerimin sol-karşıtlığı ile veya dincilik-laikçilik şablonları ile bir ilgisi yok. Hollandalı olmak da kötü birşey değildir. Bu sadece bir durum tespitidir. Sizi bir Cumhuriyet bitkisi olarak bugüne kadar yeşerten talihsizlik yerli halkın henüz Batıyı bilmiyor olmasıydı. İşte o dönem kapanıyor. Said Nursi’ye profesyonel bir eda ile muhatap olmayı beceremeyenlerin Kant’a (Kant literatürüne bile) bir faydası olmadığı gibi kendi toplumlarına da bir faydası yoktur.
2013-2015’e nispetle daha elverişli bir ortamdayız. Sivil ve siyasi aktörleriyle hepimiz barışa omuz vermeliyiz. Sorumlulukla yol almalı ve barışın bu kez elimizden kayıp gitmesine müsaade etmemeliyiz. Yoksa tarihe karşı sorumluluğumuzu yerine getirmemiş oluruz.
Diyanet İşleri Başkanlığı’na ilişkin düzenlemeler öngören kanun teklifi, Plan ve Bütçe Komisyonu’nda kabul edildi. Teklifteki bir değişiklikle Diyanet’in ‘sakıncalı’ bulduğu Kuran mealleri toplatılıp imha edilebilecek.
Almanya'nın İzmir Başkonsolosu Ralf Schröer, İzmir'de Yaşar Üniversitesi'nde düzenlenen bir seminerde schengen vizesine dair açıklamalarda bulundu. Schröer 'Türk hükümeti ile aldığımız karar gereğince vizede öncelik iş insanları ve öğrencilere tanınmaktadır" dedi.
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) verilerine göre, küresel gıda üretiminin yüzde 70’i pestisit ve kimyasal gübre içeriyor. Bununla da bitmiyor. Söz konusu çılgınlık, toprak verimliliğini son 70 yılda yüzde 30’dan fazla azalttı. Sanayi Devrimi, dijitalleşme derken teknoloji-bilim-rasyonalizm üçlemesinin bugün ulaştığı nokta itibarıyla bizi kendi fıtratımızla savaşmaya yönlendirdiği zamanlardayız. “Medenîleşme”nin fazlası; velhâsıl “daha iyi”si, “daha standart”ı, “daha verimli”si şimdi bizzat Medeniyet’in altını oyuyor. Yabanlaşmayı-vahşîleşmeyi teşvik ediyor.