Yaklaşık 47 yıldır varlığını sürdüren milyonlarca sempatizanı olan ve Ortadoğu’da birkaç ülkede örgütlü olan PKK kendini feshediyor. Ancak gel gör ki örgütün varlığına son vermesi değil de kendisini doğuran nedenleri anlattığı açıklama üzerinden kıyamet kopartılıyor. Nasıl olur da örgüt, ‘Kürtlere yönelik 100 yıllık baskı olmuştur’ diye açıklama yapar. Sormak lazım… Ne diyecekti ki? Biz dağa temiz hava almak için mi 47 yıldır çıktık? Siz de çıkar “bu ülkede kimseye ayrımcılık yapılmamıştır’ der kendi doğrunuzu topluma izah edersiniz. Buna siyaset denir. Ama hiçbir siyaset "düşünceden bölünme" çıkartmaz.
Kadıköy’de “Diktatör Erdoğan” yazılı döviz taşıdığı gerekçesiyle tutuklu bulunan öğrenciler Esila Ayık, Arda Öğüşlü ve Mehmet Efe Erdoğan için tahliye kararı verildi. Savcının 'tutukluluğun devamı' yönünde mütalaa vermesine rağmen hakim üç öğrencinin de tahliyesine karar verdi.
Terör örgütü üyeliği suçlamasıyla başlatılan HDK soruşturması kapsamında tutuklu olan HDK Genel Meclis üyesi Esengül Demir, DEM Parti MYK üyesi Semiha Şahin ve Saime Oğuzhan hakkındaki iddianameleri onaylayan mahkeme duruşma gününü belirlediği tensip zaptında tahliye kararı verdi. Tutuklu sanatçı Pınar Aydınlar da dün (13 Mayıs) görülen ilk duruşmasında tahliye edilmişti. Tahliyelerle tutuklu sayısı 26’ya düştü.
1978 yılında bağımsız birleşik Kürdistan kurmak için silahlı mücadele başlayan PKK, 2025 yılında silahı bırakıp, kendini fesh ederken Lozan’ı eleştirdiği için bölücü ilan edildi. Yani daha bir ay öncesine kadar Türkiye Cumhuriyeti ile savaş halinde olan bir örgüte, “sen nasıl Lozan’ı eleştirirsin” diye kızılıyor. Belki de bu bir normalleşmedir; PKK bir anda silahla çatışılan değil, kalemle tartışılan bir örgüte dönmüştür!