İstanbul Sözleşmesi’ni eleştirmek için yazdığı “AKP’nin papatyaları” yazısı ve yazıda geçen “fahşa” ifadesi yüzünden AK Parti Kadın Kolları tarafından hakkında 81 ilde dava açılan Akit yazarı Abdurrahman Dilipak, köşesinde Erdoğan’a hitap eden “Açık Mektup” başlıklı bir yazı yazdı.
“Beden yoksa davası da yoktur.”
Bu söz akademik bir metinden değil. Beden derken kastedilen “benim bedenim, benim kararım”daki gibi beden değil, sahiden beden. Dava derken...
Şefkatder’in kurucusu Hayrettin Bulan, devletin kadınları korumakta yetersiz kaldığından hareketle, böyle tehdit altında olan kadınlara silah dağıtılması fikrini savunmuştur. İşin içinde olanlar durumun vehametinin farkındadır. Bu yüzden İstanbul Sözleşmesi’nin acilen, bütüncül bir bakış açısıyla ve etkin sonuç almaya yönelik olarak uygulamaya konulması gerekmektedir.
ABD'de 3 Kasım'da yapılacak seçimlerde Demokrat Parti'nin başkan adayı olan Joe Biden'in Aralık ayında Türkiye ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hakkındaki değerlendirmelerin sosyal medyada paylaşılmasının ardından iktidar ve muhalefet bu sözlere tepki gösterdi.
Bizim basınımızda kuvvetli bir ırkçı damarın olduğu muhakkak. Fakat ırkçılık giderek çok ayıp bir davranış sayılmaya başladığı için, çoğunlukla bunun ‘incelikli’ biçimleri tercih ediliyor. Bu tarz ırkçılığın yöntemlerinden biri de, ’gıcık’ kaptığımız milletlerden söz ederken çoğul yerine tekil isim kullanmak.