Silivri Selimpaşa’da Uygur İlim Marifet Vakfı’nın etüt merkezinde çalışan Ahmet Kader’in (57) yaşları 6 ile 12 arasında değişen 7 Uygur kız çocuğuna cinsel istismarda bulunduğu ortaya çıkmıştı. Mağdur çocuklardan birinin babası Abdülhekim Gazi, Serbestiyet’ten Onur Erkan’a konuştu: “İstismarcı Ahmet Kader’i ellerimle yakalayıp devlete teslim ettim. Vakıf yöneticileri Habibullah Küseni ile Abdürrahim Teşna’nın kendisinin kaçmasına yardım ettiğini itiraf etti. Hem onun hem de ona yardım eden vakıf yöneticilerinin cezalandırılmasını istiyorum. Vakıf yöneticileri, ‘Çocukları sadece öpmüş, şikayetçi olmayın kendi aramızda çözelim’ dedi.”
Yukarıda gördüğünüz üç devrim lideri hep bu çizgideydi, “yetmez”siz bir “evet” istiyordu: Robespierre, Lenin, Mao (ve daha niceleri). Şimdi de bazı İslâmcılar, İslâmcı devrimler adına aynı şeyi söylüyor. Suriye’de, susun ve kabullenin HTŞ ne derse. Öyle boş şeyler istemeyin, laiklik veya kadın özgürlüğü gibi. Avucunuzu yalarsınız. Bunlar olmayacak, çünkü bunların ardında, devrimin kollektif iradesi ve ağırlığı değil, tamamen kişisel zevk ve tatmine yönelik bireysel ve liberal özlemler yatıyor. – 1848’den itibaren, liberalleri (ferdiyetçileri) horlamak Bismarck’tan Bolşeviklere ve Kemalistlere uzanan bir özellikti. Çağın sorunları “demir ve kan”la halledilecekti. Buydu, 19. yüzyılın ikinci yarısındaki yeni zihinsel sertleşme (Amerikalı tarihçi Robert Palmer’ın dikkat çektiği “new toughness of mind”). Şimdi, bu endişeli aydın sopalama sporunun yeni bir versiyonu çıkageliyor.
ABD'nin Los Angeles kentindeki yangınlarda ölenlerin sayısı 24'e yükseldi. Yetkililer yangının geniş bir alana yayılmasına neden olan rüzgarların Pazar gecesinden Çarşamba gününe kadar yeniden hızlanacağı ve saatte 96 km/s hıza ulaşacağı konusunda uyardı.
2013'te Reyhanlı’da 53 kişinin hayatını kaybettiği terör saldırısının faillerinden Muhammed Dib Koralı, MİT operasyonuyla Suriye’de yakalandı. Koralı’nın saldırıyı planladığı ve bombaları temin ettiği tespit edildi.
CHP lideri Özgür Özel: “Türklerin kullanıp Kürtlerin kullanamadığı haklar varsa bu onlara sağlansın. Her türlü yasağın yasaklandığı, her türlü ayrımcılığın ayaklar altına alındığı bir demokratik süreci olsun. Bunda da AB ülkelerinin yasaları temel alınsın diyoruz. Bu yapılırsa bir anda borsa uçuşa geçer. Türkiye'ye dünya kadar para gelir. Türkiye'nin geleceğinin iyiye gittiği hissiyatı, Türkiye'ye yatırım yapma, Türkiye'nin geleceğinde pay sahibi olma, söz sahibi olma noktasında herkes iştahlandırır.”