Siyasette çokça kullanılan “hadsiz” ve “keyfiyet” kelimelerinin yakın zamanda yaşadığı anlam kayması. Hadsiz keyfiyet, sınır bilmez bir keyfilik mi yoksa sonsuz bir nitelik mi?
1990’lı yıllarda “yağsız yağ” reklam sloganıyla alenî aldatıcılık çıtasını yıldızlara asan bir yağ markası vardı. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Türkgün gazetesinde yayımlanan bayram üçlemesinin üçüncü bölümü bana bu reklamı hatırlattı. ‘Terörsüz Türkiye’de siyasi partilerin hiza ve istikametine ayrılan bu bölümde Bahçeli sadece ‘millî doğru’da buluşan partilerin meşruiyetinin olacağını savunuyor. Mevhumu muhalifinden okursak Bahçeli burada açıkça ‘yağsız yağ’a nazire eder gibi ‘siyasetsiz siyasi parti’ tanımı yapıyor ve önerdiği şey, seçime girmesine izin verilen bütün partilerin ‘Rusya partisi’ olduğu Putinci siyaset düzenine çok benziyor.
İtiraf etmem gerekirse, tam da Servet Çetin’den umut kesmişken, beni şaşırtarak, Iğdırspor maçında, bambaşka bir kimlikle sahne aldı. Akla ziyan "orta kesme"’ terk edilmişti, takım serinkanlılığını koruyarak, kenara taşıdığı bütün toplar için , orta yerine ‘’farklı alternatifler’’ arayışı içindeydi. Ancak Çetin, yetmişinci dakikadan sonra da oyuna akıl yerine kaosa davetiye çıkardı. Maç öncesinde soğukkanlı olmak gerekir, bu maçın panzehiri buz gibi soğuk bir oyun oynamaktır demiştim. Galiba ilk soğukkanlılığı kaybeden Servet Çetin oldu. Maç 0-0 bitti.
Mahir Polat’ın ağabeyi olan CHP İBB Meclis üyesi Turgay Polat, Bakan Yılmaz Tunç’un açıklamalarına cevap verdi: “Mahir Polat sizin kardeşiniz olsaydı, bu risk sürekli tepenizde dursaydı, geri dönülemez bir noktadan şans eseri dönseydi yine aynı cümleleri yazabilir miydiniz?”
Erdoğan: "Şu anda bu terörsüz Türkiye’yle ilgili süreç planladığımız şekilde yürümekte, herhangi bir sıkıntı söz konusu değil. Gelişmeler her geçen gün ülkemizin ve bölgemizin lehine."