Savaşın iyi bilinen sonuçlarından biri, doğruyla yalanın ayırt edilemez hale gelmesi.
“Savaşta verilen ilk kayıp hakikattir” lafını ilk kim etmiş, çok emin olamıyoruz, ama 25 yüzyıl önce Yunan oyun yazarı Eskilos (Aeschylus) olma ihtimali çok yüksek.
Aynı lafı Amerikalı Senatör Hiram Warren Johnson 1918’de söylemiş. Birinci Dünya Savaşı yıllarından başlayarak yaklaşık otuz yıl senatörlük yapan Johnson, 1945’te Amerika’nın Hiroşima’ya atom bombası attığı gün ölmüş.
Bir başka Johnson, İngiliz kültür/edebiyat tarihinin en önemli kişilerinden biri, Samuel, 1758’de The Idler dergisinde “savaşın felaketleri” arasında “hakikat sevgisinin azalması”nı saymış.
Milattan önce altıncı yüzyılda yaşayan ünlü Çin generali Sun Tzu, “Savaş aldatmaya dayanır” demiş. Çincem biraz zayıf, ama anladığım kadarıyla Sun Tzu kamuoyunu değil, düşmanı kandırmaktan söz ediyormuş: “Saldıracağımız zaman hiç saldırmayacak gibi, güçlerimizi kullanacağımızda hiç kıpırdamıyor gibi görünmemiz; düşmanın yakınındayken uzağında olduğumuza, uzakken yakın olduğumuza onu inandırmamız gerekir.”
Bunlar BBC’nin 13 Nisan tarihli bir tweet’ini okuyunca aklıma geldi:
“Kramatorsk tren garına geçen hafta yapılan füze saldırısının Ukrayna tarafından gerçekleştirildiğini iddia eden ve BBC News logosunu kullanan sahte bir videonun varlığından haberdarız. BBC videonun kaldırılması için gerekeni yapmaktadır. Videoyu paylaşmamanızı ve haberleri BBC News internet sitesine bakarak teyit etmenizi önemle rica ederiz.”
Sahte video ilk olarak Rus devlet televizyonunda gösterilmiş, ardından sosyal medyada yayılmış. BBC, videonun sahte olduğunu belirtmenin yanı sıra, en az 50 kişinin ölümüne yol açan füzeyi hangi tarafın attığının henüz saptanamadığını bildirmiş.
Bu arada Rusya’da tersine bir gelişme de yaşandı. Devlet kendisi sahte haber üretmek yerine, bir başkasını sahte haber üretmekle suçladı. Novy Fokus (Yeni Odak) adlı internet sitesinin editörü Mikhail Afanasyev, 11 toplum polisinin Ukrayna’ya gönderilmeyi reddettiğini iddia eden bir haber yayınladığı için gözaltına alındı.
Afanasyev, Rus silahlı kuvvetleri hakkında “bilerek sahte bilgi” yaymakla suçlanıyor. Geçen yıl yürürlüğe sokulan bir yasa uyarınca, suçun cezası 10 yıl hapis.
İsteyen beni tarafgirlikle suçlasın, bence Kramatorsk tren garı konusunda BBC, 11 toplum polisi konusunda Afanasyev doğru söylüyor. Her iki konuda da Rus devleti yalan söylüyor. Evet, ilk verilen kayıp hakikat, ama neyin ne olduğunu çözmek her zaman da o kadar zor değil.
SİHA pazarlayıcıları
Savaşın çok çeşitli etkilerinden biri de, hakikati öldürmenin tersine, bazı hakikatleri kuşkuya yer bırakmayacak şekilde gözler önüne sermek.
CNN’in internet sitesinde 11 Nisan tarihinde “Turkish drones have become a symbol of the Ukrainian resistance” (Türk İHA’ları Ukrayna direnişinin bir simgesi oldu) başlıklı, Jomana Karadsheh and Isil Sariyuce imzalı bir yazı yayınlandı. Ve Türk medyası keyfinden havaya uçtu.
Yayın organları aşağı yukarı şu cümle eşliğinde horon tepip çayda çıra oynamaya başladı:
“Avrupa Birliği’nin Ankara’ya silah sanayiinde ortaklık teklif etmeye hazırlandığı, İHA ve SİHA üretiminde Türkiye’nin üstün teknolojisinden faydalanmak istediği iddia edildi.”
Manşetler ise şöyleydi:
“Bomba iddia! AB’den Türkiye’ye SİHA teklifi.”
“Talipleri bir bir sıraya giriyor: AB’den Türkiye’ye ‘SİHA’ teklifi!”
“AB’den Türkiye’ye flaş ‘SİHA’ teklifi”
“Bomba argüman: AB’den Türkiye’ye ‘SİHA’ teklifi!”
Merak ettim ve yazının İngilizce aslını bulup okudum. Hâlâ hayretler içindeyim. Yazıda herhangi bir ortaklık teklifiyle ilgili hiçbir şey yok! Yani kendini gazeteci zanneden herifin biri CNN haberini okumuş, anlayamamış veya yanlış anlamış, kullanmaması gereken bir organını kullanarak bir haber yazmış ve kendini haber sitesi zanneden bir yığın internet sitesi aynı saçmalığı tekrarlamış!
Diyeceksiniz ki, medyanın bazı kısımlarının biraz pespaye olduğunu hepimiz biliriz, ama başka alanlarda böyle bir sakalet bulamazsın.
Heyhat, buldum. Savaşın gözler önüne serdiği bir diğer hakikat memleketimizdeki bazı akademisyenlerin kalitesi oldu. Örneğin, Deniz Ülke Arıboğan’ın kalitesi kuşkuya yer bırakmayacak şekilde kanıtlandı.
Şahit olmadıysanız, sahneyi hayal etmeye çalışın lütfen. Fox TV’de savaş tartışılıyor. Konunun uzmanı olarak Arıboğan davet edilmiş, konuşuyor.
Ukrayna’nın Rus uçağı düşürdüğünün söylenmesi üzerine Arıboğan heyecanlanıyor. Fiziksel duruşu ve ses tonu değişiyor, hafifçe Rambo’ya benzeyen bir ifadeyle, “Nasıl düşürdü, ona iyi bakmak lazım. Bizim İHA’larla düşürdülerse… Eğer Türkiye’nin ürettiği İHA’larla, SİHA’larla düşürdülerse, bunların satışları da çok farklı bir çerçevede değerlendirilebilir” diyor. (Yukarıdaki CNN haberine konu olan, Sayın Cumhurbaşkanımızın sevgili damadı Selçuk Bayraktar’ın CEO olduğu şirketin SİHA’ları söz konusu.)
Arıboğan’ı duyunca program sunucusu İsmail Küçükşey de çok heyecanlanıyor. “Daha evvel Ruslar birkaç kere çok büyük zorluklar yaşamışlar bizim İHA’lar, SİHA’lar nedeniyle” diyor. Bunu derken bıyıklarını buruyor ve tam olarak becerememekle birlikte elinde sanki bir kılıç varmış gibi havayı yaran sert hareketler yapıyor.
Savaş böyle bir şey işte. Gazeteci, TV sunucusu, sözde akademisyen, SİHA pazarlayıcısı, hepsini birbirine karıştırıyor.