Amerikan üniversiteleri kaynıyor. Yerleşkeler etrafında polisler doldu. Columbia Üniversitesini ve bazılarını polis bastı. Hatırladığımı kadarı ile Amerika’da üniversitelere polisi en son Başkan Nixon sokmuştu. Talebelerin derdi Gazze’de olanlar ve ABD’nin İsrail yanlısı politikası. Yeni nesil, İsrail’in kayıtsız şartsız desteklenme politikasını anlamıyor. Siyahilerin bir kısmı da kendilerini ezilen Filistinlilere benzetiyor. Tutuklanan talebeler var.
Talebelerin hedefi İsrail’e silah satan şirketler olabilir.
Bir ankete göre “Demokratların (%77), Bağımsızların (%69) ve Cumhuriyetçilerin (%56) çoğunluğu dahil olmak üzere seçmenlerin yaklaşık üçte ikisi (%67) ABD’nin Gazze’de kalıcı ateşkes ve şiddetin azaltılması çağrısını destekliyor.
Halk ile yönetim arasındaki makas açılmış gibi. Özellikle, ruhu henüz saf gençlerle yönetimler arasında…
Biden, herhalde seçmenin kendisini Trump’a nazaran daha az kötü olarak nitelendireceğine güveniyor olmalı. Biden yönetiminde aklı başında sadece Başkan Yardımcısı Harris görünüyor.
Halkın sesini sanki sadece o duyuyor.
Talebe protestoları Avrupa’ya da yayılma emareleri gösteriyor. Akla 1968 olayları geliyor.
Gazze’de olanların Arap kitleleri harekete geçirmemesi hayret verici. Sadece Kuran yakılınca mı sokağa dökülünür. Bu kitleler olur da harekete geçerse bölge toptan karışır. Halkların sessizliği bazen korkutucudur.
Antisemitism ne yazık ki artacaktır.
Dünyanın bir kesimi sellerden, bir başka kesimi kuraklıktan şikayetçi. İnsanlar yaşadıkları yerleri terk zorunda kalıyor. Hükümetler iklim değişikliğinin yarattığı felaket karşısında adeta hareketsiz. Dünyanın birçok yerinde açlık ve susuzluk hakim.
Gazze ve Ukrayna harpleri dolayısıyla iklim aktivistlerinin sesi duyulmuyor. Şimdilik. Felaketler artsın sesleri duyulacaktır.
Mülteci sorununun temelinde bir ölçüde iklim değişikliğinin yarattığı felaketler de yatıyor. Bu sorun devletler için ciddi baş ağrısı. Halli de kolay gözükmüyor. Geçmişteki sömürgeciliğin ve şimdiki para hırsından gözü dönmüş şirketlerin de payı var bunda. Ekolojistleri dinlemiyorlar.
İklim değişikliği sorunu bütün insanlığın öncelikli sorunu olmalı.
Avrupa’da çiftçiler ayakta.
Birçok yerde halklar ücretlerin azlığından ve çalışma koşullarından şikayetçi.
Bunlara ek olarak her çeşit çete ve teröristler, kara para aklayanlar kol geziyor. Bazılarının devlet içinde ortakları var!
Dünyamız öyle bir kaos içinde ki kadınların eşit işe eşit ücret talepleri ses getirmiyor.
Amerikan seçimlerinde kadınların kürtaj sorunu seçim sonuçlarını etkileyebilir. Trump yanlısı ABD Anayasa Mahkemesi’nin, vicdanları göz ardı eden kararının sonucu bazı eyaletlerde bu konuda referandum yapılacak.
Katolik kadınlar da rahibe olabilme mücadelesi yapıyor.
Devletler kural ve yasalarla yönetilir. Ancak, hukukun temelinde vicdan yatar. Kurallar vicdanları rahatsız ediyorsa halklar buna isyan eder. Mahkeme kararları da sadece hukuk değil vicdana da dayanmalı.
Gözetleyenler arasında uluslararası mahkemeler de var. Hatta tehdit bile ediliyorlar!
Öte yandan, uluslararası ilişkilerde kurallar ve normlar yerle bir…
Devleti yönetme kuralları değişti. Eskisinden farklı olarak artık basına ilaveten sosyal medya ve televizyon var. Bazı yerlerde sansüre rağmen her şey anında yayılıyor. Devlet yönetimi daha büyük sorumluluk altında. Yöneticilerin ve politikacıların işi kolay değil. Hiç kuşku duyulmasın işleri giderek daha da zorlaşacak.
George Orwell’in 1984 adlı kitabındaki gibi farklı bir şekilde de olsa gözetleyenler var.