Sanki Alex Jones hakkındaymış gibi başlayan bu yazı gerçekte Rasim Özdenören hakkındadır. Bütün ırkçılar hakkında olduğu da düşünülebilir, ama aslen bu ikisini konu alacağım.
Jones’dan haberiniz oldu mu? Amerika’nın önde gelen komplo teorisyeni. Televizyonlarında The Alex Jones Show izleyenler dünyada yaygın olan bütün komplo teorilerini tekrar tekrar dinleyebilir. Show’un izleyicileri bu komploların gerçek olduğuna zaten inanmaktadır ve Jones’u dinleyince bir kez daha ikna olurlar, tüm önyargıları pekişir, zırvalama katsayıları zirve yapar.
Türkiye’de komplo teorilerine inananların sayısı çok büyüktür, ama teorilerin sayısı o kadar da kabarık değildir. Kaba bir tahminle, yüzde 80’i Yahudilerle ilgilidir (buna Sabetaycıları dahil ediyorum, çünkü onlar da “gizli Yahudi” olarak komplo kuruyor), yüzde 18’i de Soros’la. (Ama Soros da dünyayı ve özellikle de Türkiye’yi yıkmaya ve/veya ele geçirmeye bir Yahudi olarak çalıştığı için, belki Soros komplolarını da Yahudi kategorisine dahil etmek gerekir; emin olamadım.) Geri kalan yüzde 2 de covid-19 aşısıyla ve beyni olup olmadığı çok kuşkulu olan insanların beynine çip takmakla ilgili.
Amerika’da ise o kadar çok, o kadar çeşitli ve o kadar yaratıcı komplo teorileri var ki, insan bunları yaratanların beyin yapısını gerçekten merak ediyor.
Örneğin, yaygınca kabul gören bir teoriye göre, Hollywood’un ve bir grup “küresel elitin” de yardımıyla Demokrat Parti’nin üyeleri Amerikan çocuklarını kaçırıyor, çocukların ticaretini yapıyor, çocuklara işkence ediyor, çocukları cinsel istismara maruz bırakıyor ve (abartmıyorum) çiğ çiğ yiyor! Niye? Çünkü Şeytan’a tapıyorlar ve ayinler bunları gerektiriyor. Ve bu duruma müdahale etmeyi, son vermeyi amaçlayan tek siyasetçi, evet, doğru tahmin ettiniz, Donald Trump.
AKP üyelerinin CHP üyelerini çok sevmediğini, CHP’lilerin de AKP’lilere pek düşkün olmadığını tahmin edebiliriz. Ama Türkiye’deki komplo teorisyenliği henüz bu sevgisizliğe yamyamlık ve Şeytan gibi unsurları dahil edecek yaratıcılığa ulaşamamış.
Şaşırtıcı bulmuyorum, ama nedenini de tam olarak anlayamıyorum, komplo teorileriyle aşırı sağcılık (beyazların üstünlüğünü savunan faşist ve yarı faşist gruplar), hatta o kadar da aşırı olmayan sağcılık (Cumhuriyetçi Parti) Amerika’da el ele gidiyor. Geçen yıl 6 Ocak’ta Senato binasını basarak cumhurbaşkanlığının Biden’a geçmesini engellemeye çalışan kalabalığın herhalde bütünü aslında aya ayak basılmadığına, salgına yol açan virüsün bilerek üretilip yayıldığına, İkiz Kuleler’i Yahudilerin vurduğuna ve orada hiçbir Yahudi’nin ölmediğine inanıyordu.
Bu inançların yayılmasında önemli rol oynayanlardan biri de Alex Jones. Birkaç gün önce Texas’ta bir mahkeme 4,1 milyon dolar tazminat, yaklaşık 50 milyon dolar da ceza ödemesine karar verdi. Davayı 10 yıl önce bir okul katliamında ölen 20 çocuktan birinin, altı yaşında hayatını kaybeden Jesse Lewis’in anne ve babası açmıştı. Jones, Connecticut eyaletinde Sandy Hook’taki okulda hiçbir şey olmadığını, kimsenin ölmediğini, olayın siyasetçiler ve medya tarafından uydurulduğunu iddia ediyordu.
Altı ve yedi yaşlarında 20 çocuğun katledildiğini reddedecek kadar manyak bir komplo teorisyeninin Yahudilerle ilgilenmemesi garip olurdu!
Jones’a göre Amerika’nın tüm sorunları “Yahudi mafyası” adını verdiği bir insan grubundan kaynaklanır. Ama bu Yahudiler sadece Amerika’da sorun yaratmakla kalmaz, “küresel, kurumsal bir birliğe” dahildirler, “Japonlar, Komünistler ve başka şer odaklarıyla” işbirliği yaparak dünyanın başına türlü türlü belalar getirirler. “Uber’i bunlar yönetir, sağlık hizmetlerini bunlar yönetir, sizi ketempereye getirecekler, canınızı acıtacaklar.” (Uber ve sağlık hizmetleriyle ne alıp veremediği var herifin, bilemedim. Amerika’da olup bitenleri o kadar da ayrıntısıyla izlemiyorum.)
Şimdi, Jones’un dedikleriyle şu sözleri karşılaştırmanızı rica ederim:
“… bütün dünyaya hükmediyorlar. Yahudi demek sinema, edebiyat, medya, felsefe, sanat, banka, ticaret, gıda, teknoloji, sanayi demek. Bütün su başlarını onlar tutmuş. Yahudilerle kavga ettiğinizde bütün bunlarla kavgaya hazır olmalısınız.”
Bu sözler, manyak ve habis bir komplo teorisyenine değil, geçenlerde ölen ve arkasından müthiş övgüler düzülen, müthiş gözyaşları dökülen Rasim Özdenören’e ait. Jones ile Özdenören’in görüşleri arasında herhangi bir fark var mı?
Özdenören’i seven, sözlerine değer veren bir kişi bir Yahudiye rastladığında ne düşünecektir?
“Bunlar dünyayı kontrol ediyor. Kavgaya hazır olmalıyız.” Değil mi?
Türkiye’de ırkçıya ırkçı demeye başladığımız gün Aleviler de, Kürtler de ve sayıları artık 10.000’i bile zor bulduğu için o kadar da önemli olmayabilir, ama Yahudiler de biraz daha rahat edecektir.