Ne yapmalı?

Başta Kemal Bey olmak üzere İmamoğlu ve Partinin karar mekanizmalarında bulunan kişiliklerin hep birlikte; delegelerin iradelerine uygun gelebilecek bir formülasyonun tespiti ile başarılı bir Kurultay yapıp önümüzdeki Belediye seçimlerine şimdiden; yalnızca kendilerini değil toplumu da hazırlamaları gerekiyor.

Gençliğimde olsam işim kolaydı. Açardım Lenin’in “Ne yapmalı?” kitabını; o ne diyorsa onu yapmaya çalışırdım. Nitekim zamanında çalıştım da. Ancak 90’lara doğru anladım ki olmuyormuş. Lenin, meseleleri o sıralarda “öyle”görüyormuş! Öncü ve çelik disiplinli partilerle Komünist bir toplum yaratılamıyormuş. Devrimi yapan nesilden sonraki nesil için kot pantolon, kadın çorabı, tuvalet kağıdı ve sabun ve ille de düşünce özgürlüğü  onca “ulvi sosyalist” duygulara galebe çalıyormuş.    

Ama insanlık “Şimdi ne yapmalı?” sorusunu hep sormaya devam edecektir.

Seçimin ertesi sabahı kalktığımda içimde büyük bir boşluk hissettim. Uyku sersemliği içinde derin bir nefes alarak beynimi toparlamaya çalıştım. Çok geçmeden boşluğun nedenini anladım. Artık seçim yoktu. Birden aklıma şimdi işsiz olan gazeteci kızımın sözleri geldi. 

-“Hep bu günü bekliyordum. Ben şimdi hangi medyada çalışacağım?”

Ve Hazretin bermutad balkon konuşması; Demirtaş’ı kastederek: 

– “Biz burada oldukça o çıkamaz!”

Kitle önce yuh! çekiyor. Sonra “idam!” diye bağırıyor.

Çatalca’da Nesin Vakfının önünde ellerde silah, gövde gösterisi yapıyorlar.      

Ve daha birçok şey…

Medyanın yüzde doksanını ele geçirmişler.

Bir konuşuyor yirmi kanalda birden yayınlanıyor.

Kılıçdaroğlu’nun iletişimi kesiliyor!

Süleyman Soylu gibi bir kişiliğin seçim ve güvenlik konusunu üstlenen bakanlığın başında bulunması, o seçimi ne kadar inanılır yapabilir?

Devletin tüm olanaklarını kullanan bir siyasi partiyle nasıl eşit koşullarda yarışılabilir ki!

Hangi YSK, “Erdoğan 3. Kez aday olamaz” diyebilirdi ki(!)

Yargı yargılıktan çıkmış Erdoğan’ın Beştepe’de açtığı bir ofis gibi çalışıyor.

Kılıçdaroğlu’nun hepimizde ümit yarattığını da söylemek gerekir.

Her şeye rağmen Beştepe boşaltılabilir miydi?

Olabileceğini düşünmeye başlamıştık.

Çünkü Erdoğan’ın yanındakiler müthişti.

Bu ülkenin yarısı kadınlardan oluşuyor.  Hüda Par ve Yeniden Refah Partisi yönetimleri, İstanbul sözleşmesinden vazgeçilmesiyle yetinmiyorlar. Halen yürürlükte olan   6284 Sayılı Kadının ve Ailenin Korunması Yasası’nı da kaldırmaya hazırlanıyorlar

AKP’li kadınlar da dahil; Türkiye’deki tüm kadınlar buna müsaade edebilir miydi?

6’lı masanın mütedeyyin partilerinin seçmenleri Kılıçdaroğlu’na arka çıkmaktan geri durmayacaklardı.

CHP onlara listelerini açmamış mıydı?

Olmadı işte!

Şu veya bu nedenle olmadı.

Ama yine de ülkede yaşayan insanların yarısına yakını bu ittifaka hayır! Diyebildi.

Peki baştaki soruya dönelim ne yapmalı?

Kılıçdaroğlu’nun bu seçimdeki –bazı eleştirilerim saklı kalmak kaydıyla- performansını takdir etmemek mümkün değildir.  Kemal Bey’in ilmek ilmek ördüğü 6’lı masanınseçim sonuçlarına olan etkisi, çok olmayabilir. Ama hayat denen bu kavgada bu kadar farklı yapının nasıl bir araya gelebileceğini bizlere gösterdi. Tabii ki süreç daha iyi yönetilebilirdi. En azından Meral Hanımın o hışmı engellenebilirdi.     

Kemal Beyin adaylığı son ana gelene kadar bekletilmeyebilirdi.

Ümit Özdağ gibi bir kişilikle, kayyım meselesinde ittifak yapıp Kürtler soğutulmamalıydı.  

Ama iş yapan hata da yapar deyip bu konuyu geçeyim veesasa geleyim.

————————————

Bence Kemal Bey zaten gecikmiş olan CHP Kurultayını toplarken aday olmayacağını da açıklamalıdır.

İnanıyorum Kemal beyi bu durum, Onursal Genel Başkan yapar ve herkesin gönlünün de başkanı olur.

Bana göre bu onun tarihi görevidir.  

Ve de tarihe adını olumlu bir şekilde yazdırır.

Kemal Bey artık yeni bir başkan ve yönetimin önünü açmalıdır.

Nasıl bir seçim olursa olsun kayıptan Başkan ve yönetimi sorumludur.

Böyle bir tavır CHP’nin önünü açacaktır.

________________________—

Gelelim İmamoğlu’na. 

CHP’nin içinde gerçek bir başarıya imza atan tek kişidir. 

Türkiye’nin kalbi ve beyni olan İstanbul Belediyesinin Başkanlığını Kemal Beyin öngörüsü, Canan Kaftancıoğlu’nun çalışkanlığı ile birlikte bileğinin hakkıyla aldığı gibi bu seçimde de elinden gelen her şeyi yapmıştır. Bu anlamda CHP’nin has evladı olduğunu ispat etmiştir.

Eğer önümüzdeki Belediye seçimlerinde de özellikle İstanbul kaybedilirse bu kaybın götüreceği değerlerin mislini düşünmek dahi mümkün değildir.

O zaman başta Kemal Bey olmak üzere İmamoğlu ve Partinin karar mekanizmalarında bulunan kişiliklerin hepbirliktedelegelerin iradelerine uygun gelebilecek bir formülasyonun tespiti ile başarılı bir Kurultay yapıp önümüzdeki Belediye seçimlerine şimdidenyalnızca kendilerini değil toplumu da  hazırlamaları gerekiyor.

Aksi takdirde Cumhuriyetimiz; 2. yüzyılına AKP’li, MHP’li, Yeniden Refah’lı ve Hüda Par’lı bir dörtgenin  katmerlenmiş ittifakıyla girecektir ki bunun sorumlularını tarih pek de hayırla anmayacaktır.                  

- Advertisment -