[8 Temmuz 2023] En basiti, Prigozhin nerede, ne yapıyor, başına ne gelebilir? İkincisi, Wagner varlığını koruyacak mı? Putin herhalde Prigozhin’le doğrudan görüşmeyi kendine yediremediği için, kalkışmanın sona ermesine Belarus Devlet Başkanı Lukaşenko aracılık etmişti. Zaten o da komünizm sonrasının bir başka ucubesiydi. Putin’in bendesiydi, sürekli himayesi altındaydı. Hile karıştırdığı 2020 başkanlık seçimlerine yüzde 80’le kazandığı, yüzsüzlüğün, sahtekârlığın dik âlâsıydı. Ama aylar süren gösterileri Batının marifeti gibi gösterirken de, şiddetle ezerken de, Moskova hep yanındaydı. Sonrasında, 2021’in ikinci yarısı boyunca Putin’in Ukrayna’nın kuzeyi, doğusu ve güneyine yığdığı Rus birliklerinin önemli bir kısmı da Belarus topraklarında konuşlanmıştı. Hayâsız yalan aylarıydı: güya sırf olağan manevralar için oradaydılar. Ukrayna’yı istilâ hazırlığı içinde oldukları, tabii gene Batının bir iftirasından ibaretti. Gelin görün ki başka herkesin olacak dediği oldu ve 24 Şubat 2022’da Rusya yapmayacağım dediğini yapıp Ukrayna’ya saldırdığında, taarruz kollarından biri de Belarus’tan çıkıp doğrudan güneye, Kyiv’e yöneldi. Daha yakınlarda Rusya, belirsiz sayıda taktik nükleer silâhı 14-17 Haziran 2023’te Belarus’a yerleştirmekten de geri durmadı.
İşte Lukaşenko, bu Lukaşenko. Böyle biri. Geçelim. Prigozhin 23 Haziran’da ayaklandı ve Rusya’nın Güney Askerî Bölgesi’nin karargâhı olan Rostov kentini herhangi bir direnişle karşılaşmaksızın ele geçirip kuzeye yöneldi. Bunun üzerine, Putin tarafından “ihanet”le suçlandığı gibi, daha önce sözünü ettiğim FSB (Federal Güvenlik Servisi) de Ceza Yasası’nın “silâhlı ayaklanma”yla ilgili 279. Maddesi çerçevesinde Prigozhin’e karşı kovuşturma başlattı. Öte yandan, mevcudu 4000-5000 arasında tahmin edilen, muhtemelen Dmitry Utkin komutasındaki bir Wagner konvoyu, tankları ve zırhlı birlikleri, bütün diğer ağır silâhları ve hareketli hava savunma sistemleriyle birlikte, hızla başkente yürümeyi sürdürdü. İlginçtir, hemen hiçbir direnişle karşılaşmadı arazide. Rus kara birlikleriyle, sahra ordularıyla karşılaşmadı. Sadece hava saldırılarına uğradı. Onları da püskürttü. Helikopter ve uçakları düşürdü. Moskova’nın hemen güneyindeki Oka nehri boyunca, alelacele tahkimat yapılmaya başladı. İlk savunma birlikleri buraya yığıldı.
Bu arada, FSB birimleri St Petersburg kentindeki Wagner karargâhını bastı. İktidar medyasında, karton kutular içinde 4 milyar ruble (= 47 milyon dolar) bulunduğu, ayrıca ateşli silâhlar, ABD dolarları ve altın külçeleriyle birlikte paketler dolusu bir “beyaz toz”un da ele geçirildiği yazıldı. Prigozhin’e ait önemli bir medya holdingi de arandı. Bilgisayarlara ve basılı belgelere el kondu. O sırada henüz isyan halindeki Prigozhin, yayınlara açıktan cevap verdi. Bu paraların maaşlar, cephede hayatlarını kaybeden Wagner savaşçılarının ailelerine tazminat ve sair “şirket harcamaları” için gerekli olduğunu söyledi. Wagner’in Rusya’nın küresel nüfuzu uğruna dünya çapında yürüttüğü örtük faaliyete atıfta bulundu.
Aşağı yukarı bu noktada, Lukaşenko anlaşılan Putin’in isteğiyle devreye girdi. Wagner birliklerinin Moskova’ya varmasına 200 km kala, üzerinde uzlaşılan formülü açıkladı. İsyan sona erdirildiği takdirde “ihanet” ve “silâhlı ayaklanma” suçlamaları geri alınacak (tercümesi: böyle bir şey olmamış sayılacak); Wagner askerleri ve komutanlarına hiçbir suçlama yöneltilmeyecek; Prigozhin’in ise Belarus’a geçmesine (orada oturmasına) izin verilecek ve kendisine dokunulmayacaktı.
Bunun üzerine Prigozhin, zaten hükümeti devirmek diye bir niyeti olmadığı, ayrıca asla Rus kanı akıtmak istemediği yolunda şairane demeçler verdi, Wagner konvoyu da geri çekildi ve isyancı birliklerin üslerine geri döndüğü açıklandı. Buna barış mı demeli? Nereye kadar? Geçen hafta Lukaşenko, varılan anlaşma çerçevesinde Prigozhin’in Belarus’a geldiğini açıkladı. Fakat sonra, orada kalmayıp Rusya’ya döndüğü ve St Petersburg’da ikamet ettiğini, hattâ Moskova’ya de gidebileceğini söyledi. Bu nasıl olabilirdi? Putin buna göz yumacak mıydı? Prigozhin, bütün barışçı muhaliflerini olanca kindarlığı ve acımasızlığıyla hapislerde süründüren Putin’in, buna (işin aslına bakacak olursak, bal gibi silâhlı ayaklanmaya) göz yumacağına nasıl güvenebilirdi? Gelgelelim çok çelişkili mesajlar gelmeye devam etti ve ediyor. Kremlin sözcüsü Peskov’a soruldu; Prigozhin’in nerede olduğunu bilmediklerini (?) ve ilgilenmediklerini (?) iddia etti. 4 Temmuz’da, Wagner bürolarında bulunan 10 milyar rublenin Prigozhin’e resmen iade edildiği duyuruldu (ama altın külçeleri ve adı belirtilmeyen o “beyaz toz” es geçildi). Diğer yandan, rejim yanlısı medyada, yer ve zaman belirtmeksizin Prigozhin’in St Petersburg’daki bazı daire ve konaklarının basıldığı, gene çok sayıda silâh ve külçe altınla birlikte bol miktarda peruk da bulunduğu yazıldı. Bu arada, Wagner yöneticisinin çeşitli sahte kılıklarda çekilmiş resimlerine de yer verildi.
Ama bir tanesi var ki zerrece sahte değil. Yukarıda görüyorsunuz. Başlık resmim. Bir askıda, Prigozhin’in resmî tören ceketi. Üzerinde, devlet eliyle (Putin devletince) verilmiş bütün madalyaları. Üst sıradaki, (bir zamanların Sovyetler Birliği Kahramanı madalyasının yerini alan) Rusya Federasyonu Kahramanı madalyası dahil.
Hemen solunda, kurucusu ve yöneticisi olan Wagner Grubu’nun tören sancağı. Bu paralı askerler kuruluşunun sloganı “Kan, Şeref, Vatan, Cesaret”; Rusça (Kiril alfabesiyle) Кровь, Честь, Родина, Отвага. Fotoğrafta sadece ilk sözcük çıkmış: Кровь. Okunuşu Krov’. Kan anlamına geliyor.
Uzun söze gerek var mı? Fakat devam edeceğim.