Ana SayfaANALİZLERANALİZ | İsmailağa’da iktidar savaşının kod adı: Rabıta

ANALİZ | İsmailağa’da iktidar savaşının kod adı: Rabıta

Nakşi İsmailağa tarikatı Mahmud Ustaosmanoğlu’nun vefatı sonrası ikiye bölündü. Yeni şeyh Hasan Kılıç'ın temsil ettiği İsmailağa Vakfı itaatsizlik ve fitne çıkarttığı gerekçesiyle Cübbeli Ahmet’i tarikattan attı. Bölünmenin odağında ise rabıta ritüeli yer alıyor.

Analizi izlemek için

Türkiye Nakşibendiliğinin beş büyük kolu var. İskenderpaşa, Erenköy/Hüdayi, İsmailağa, Menzil ve Süleymancılık. Mahmud Ustaosmanoğlu’nun liderliğini yaptığı İsmailağa tarikatının şeyhi Mahmud Efendi’nin sağlık sorunları sebebiyle henüz hayattayken fiili yönetici kim olacak tartışması Ustaosmanoğlu’nun vefatı sonrası daha da alevlendi.

Cübbeli-Keskin İttifakı

2016’ya gelindiğinde Mahmud Efendi’ye bakan kızı ve damadı Muhammed Keskin başkanlığındaki Marifet Vakfı tarikatın Çavuşbaşı kanadı olarak öne çıktı. Cübbeli Ahmet o tarihlerde “freni patlamış” dediği Keskin’e ve Marifet Vakfı’na FETÖ’cü suçlamasında bulunmuştu. Cübbeli ayrıca “Keskin ve arkadaşlarını hadislere itikad yolunu bozdukları için onları terk ettim” demişti. 2024’e gelindiğinde ise Cübbeli ve Keskin’in barışıp İsmailağa Vakfı’na karşı ittifak kurduklarını görüyoruz. Cübbeli ve Keskin, yeni kurdukları Müceddid Mahmud Efendi Vakfı ile ortak faaliyetlerde bulunuyorlar.

Merkez Yönetim: Hasan Kılıç ve Mahmud Eren -İsmailağa İstişare Heyeti

Vefat eden Mahmud Ustaosmanoğlu’nun damadı Mahmud Eren’in yeni Şeyh Hasan Kılıç’tan sonra İsmailağa’nın lideri olması bekleniyor.

Ustaosmanoğlu’nun ölümü sonrasında yeni şeyh Hasan Kılıç oldu. Ancak onun da ilerleyen yaşından dolayı tarikat organizasyonlarını fiilen yönetemediği yerine fiilen Mahmud Ustaosmanoğlu’nun damadı Mahmud Eren hocanın grubu yönlendirdiği ifade ediliyor.

Mahmud Efendi’nin ailesinden damadı Mahmud Eren, Eren’in oğulları ve Ustaosmanoğlu’nun diğer torunları bu kanatta yer alıyor.

Cübbeli-Merkez çatışması imzasız bir “şiirle” farklı bir boyut kazandı. Cübbeli kanadının Cübbeli Ahmet’i imâ ettiğini savunduğu şiirde  “deve kuşu, “fırıldak”, “şöhrete tapan”, “yalancı”, “fitneci”, “iftiracı” gibi ifadeler yer alıyordu.

İki grup arasındaki gerilim sonunda İsmailağa Vakfı’nın Cübbeli’yi tarikattan kovan bir bildiri yayınlanması ile sonuçlandı.  

Bildiride Cübbeli’nin tarikattan atılma kararına şu gerekçeler gösterildi:

  1. Şeyhimiz Hasan Efendi Hazretlerimiz Cübbeli Ahmet Hoca’yı Reddetti
  2. Tarîkatımızın Mahremini Ortaya Saçmıştır
  3. Mahmud Efendi’nin Ailesini Hedef Almıştır
  4. Hasan Efendi Hazretlerimize Hürmetsizlik Etmektedir
  5. Cemaati Dağıtmak İçin Çalışmaktadır
  6. Râbıta, Dağıtma Projesinin Bahanesidir
  7. Cemaatimizin Hocalarını Hedef Göstermektedir
  8. Cemaati Dağıtmanın İlk Adımı Olarak Tarîkatı Bölmeye Çalışmaktadır
  9. Cemaatimizin Gözden Düşmesine Sebep Olmaktadır
  10. Kitleleri Korkutarak Hakikati Perdelemektedir

Cübbeli Ahmet ise bildiriye kendi TV kanalı Lalegül TV’den cevap verdi.

Programda İsmailağa Vakfı’nın Mahmud Efendi’ye ihanet ettiğini, Mahmud Eren’in tarikatı kendi yetiştirdiği isimler üzerinden ele geçirdiğini, İsmailağa İstişare Heyeti’ni FETÖ’nün kontrol ettiğini ileri sürdü. Cübbeli aynı programda yerel seçimlerde Cumhur İttifakı’na oy isterken Yeniden Refah Partisi’ni PKK’ya yardım etmekle suçladı.

YRP Genel Başkanı Fatih Erbakan’ın Cübbeli Ahmet’i ziyaretinden

İktidar kavgasının odağındaki tartışma: Rabıta kime yapılır?

Cübbeli, Mehdi gelene kadar sadece Mahmud Efendi’ye rabıta yapılması gerektiğini savunuyor. İsmailağa’nın yeni şeyhi Hasan Kılıç ise Mahmud Efendi’ye yapılan rabıtaların artık kendisine yapılması gerektiğini açıkladı.

Tarikatta kime rabıta yapılırsa onun dini otoritesini/mürşidliğini kabul etmek anlamına geldiğinden Cübbeli Ahmet’in görüşleri İsmailağa’nın yeni şeyhine itaatsizlik olarak görülüyor.

Son dönem Halidi Nakşiliğinin kurucusu sayılan Halid-i Bağdadi 1820’lerde tüm Ortadoğu’da ve Anadolu’da temsilcilikler açarak Nakşibendiliğin hakim kolu olmayı başardı. Onun Hindistan’dan getirdiği “râbıta” bugün Türkiye’deki tüm Nakşilerde zorunlu bir uygulama.

Bağdadi’nin sistematize ettiği rabıta teorisine göre Allah kendisinden Hz. Muhammed’i ve onun soyunu taşırmıştır. Sonra da bu ilahi özden tüm kainatı aşama aşama hiyerarşik olarak açığa çıkartmıştır.

Allah’a ulaşabilmemiz için ontolojik olarak Allah’ın bu evrendeki yansımaları/avatarları olan şeyhlerin yüzlerine odaklanmalı böylece şeyhin iki kaşının ortasındaki üçüncü gözünden kendi kalbimize Allah’ın nurunun aktığını hayal etmemiz gerekir. Allah’a ancak böyle bir aracılıkla ulaşılabilir. Bu aracı koyma ritüeline rabıta denir. Nakşi olmayan diğer tarikatlarda rastlanmaz. Birçok İlahiyatçı tarafından İslam’a yabancı bir uygulama olarak görülen Rabıta Halidi Nakşiliğin en belirgin ibadet ritüelidir.

- Advertisment -