Gazeteci Barış Terkoğlu, Cumhuriyet’teki yazısında 14 Mayıs’taki seçimlerde milletvekili olmadığı için dokunulmazlığı bulunmayan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na ilk kez sanık olarak tebligatla mahkemeye çağırıldığını yazdı.
7 Mart 2024’te İstanbul 51. Asliye Ceza Mahkemesi’nde başlayacak olan davanın konusu Kılıçdaroğlu’nun 26 Kasım 2014’te 17 Aralık süreciyle ilgili yaptığı bir konuşma.
Eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın şikayetçi olması üzerine iddianamesi hazırlanan dosya hakkında Kılıçdaroğlu’nun dokunulmazlığı kalkınca kamu davası açıldı. Kılıçdaroğlu için 2 yıl 4 aya kadar hapis cezası ve siyaset yasağı isteniyor.
Terkoğlu’nun yazısının ilgili bölümü şöyle:
“‘Sanık: Kemal Kılıçdaroğlu’ yazan tebligat, üç gün önce, 11 Eylül’de gönderildi. Buna göre CHP liderinin yargılaması, 7 Mart 2024’te İstanbul 51. Asliye Ceza Mahkemesi’nde başlayacak. CHP lideri Kılıçdaroğlu, dokunulmazlık zırhı olmadan hâkim huzurunda savunma yapacak. İlk yargılamada yapılan suçlama ise ‘kamu görevlisine alenen hakaret’.
Savcı, Kılıçdaroğlu’nun 1 yıl 2 ay ile 2 yıl 4 ay arası hapsini istiyor. Talepleri arasında elbette siyasi yasak da var.
Yargılama nedeni, 9 yıl önce, 26 Kasım 2014’te, Beşiktaş Mustafa Kemal Kültür Merkezi’nde, CHP İstanbul bölge toplantısı sırasında, Kılıçdaroğlu’nun yaptığı konuşma. Kılıçdaroğlu, o toplantıda şunları söylemişti:
‘17 ve 25 Aralık’ta Cumhuriyet tarihimizin en büyük yolsuzluğu oldu, gerçekleşti. Bir hükümetin bir devleti nasıl soyduğuna tanık olduk. Sonunda bir soruşturma komisyonu kuruldu. TBMM Başkanı Sayın Cemil Çiçek mahkemeye başvuruyor. Diyor ki, komisyonla ilgili olarak yayın yasağı getirin. TBMM’de kurulan komisyonla ilgili yayın yasağı getirin, diyor. Ve mahkemeden karar çıkarıyor. Ne zamandan beri TBMM hırsızların hamisi konumuna geldi Sayın Cemil Çiçek, bunu bir açıklar mısın? Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin görevi bu mudur? Senin görevin başka bir şey. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin itibarını korumaktır. Yayın yasağı getirerek kimlere arka çıkıyorsun sen?’
Konuşmada defalarca geçen ‘hırsız’ ifadesi nedeniyle eski Bakan Erdoğan Bayraktar dilekçe vererek şikâyetçi olmuş. Kılıçdaroğlu hakkında 31 Ekim 2016 tarihinde iddianame hazırlanmış. Dokunulmazlığı kalkınca da kamu davası açılmış.
Kılıçdaroğlu’nun avukatı Celal Çelik’e tebligatı nasıl karşıladıklarını sordum:
‘Dava açıldığı bilgisini genel başkana arz ettiğim sırada mutlu olduğuna tanık oldum. Davaya konu olan olguların tamamının ispatlanması talimatını verdi. İspat hakkı, Türk Ceza Kanunu’nun ve anayasanın verdiği bir hak. Yolsuzluk eleştirilerinin haklı dayanaklarını delil olarak mahkemeye sunacağız, 17-25 Aralık sürecindeki tapelerle ilgili bilirkişi incelemesi talebimiz var. Zaten eski Bakan Erdoğan Bayraktar’ın da ispat hususuna karşı çıkmayacağı dava dosyasında beyan olarak var. Dolayısıyla mahkemenin delilleri toplayacak olması, ses kayıtları hakkında bilirkişi incelemesi yapmak zorunda olması bizi mutlu etti. Bu dava yoluyla, 17-25 Aralık dönemindeki tüm yolsuzlukları ispat etme şansına sahip olacağız.’”
Kılıçdaroğlu’ndan ilk açıklama: “Verilecek çok hesapları olduğu için susturmaya çalışıyorlar”
Kemal Kılıçdaroğlu, hakkında istenen 2 yıl 4 ay hapis istemi ve siyasi yasakla ilgili konuştu:
“Kemal Kılıçdaroğlu’nu tanımıyorlar. Ben haksızlığa boyun eğecek bir adam değilim. Kemal Kılıçdaroğlu’nu toplumun tanımasını sağlayan şey yolsuzluk dosyaları konusunda verdiği mücadeledir. Bugünkü TBMM, Gazi Meclis değildir. Bugünkü TBMM AKP-MHP oylarıyla yolsuzluk dosyalarını kapatan bir Meclis’tir.”
“Beni tanımıyorlar. Sanıyorlar ki bir dava açarlar, Kılıçdaroğlu korkar ve susar. Benim verilmeyecek hiçbir hesabım yoktur. Ama onların verilecek çok hesabı olduğu için susturmaya çalışıyorlar. Cesaretleri varsa, yürekleri varsa 17-25’in ne olduğunu, devletin nasıl soyulduğunu, birilerinin nasıl paraları götürdüğünü Meclis’e getirirler ve yeniden tartışırız.”