Ana SayfaHaberlerGündemGirenin çıkamadığı bir ölüm tarikatı: Adliye saldırganı hapiste sağlık için tahliye istedi,...

Girenin çıkamadığı bir ölüm tarikatı: Adliye saldırganı hapiste sağlık için tahliye istedi, dışarıda açlık grevi yaptı

Çağlayan Adliyesi’ne düzenledikleri saldırıda öldürülen iki DHKP/C’liden Pınar Birkoç, 18 yaşında hapse girdi, 5 yıldan uzun süre kaldığı cezaevinde sağlık sorunları nedeniyle tahliyesini talep eden mektuplar yazdı, haber oldu, tahliyesi için kampanyalar yapıldı. Ama sağlık sorunları yüzünden tahliyesinden hemen sonra DHKP/C’nin yönlendirmesiyle açlık grevine başladı. Ablası da DHKP/C’den tutuklu.

Çağlayan Adliyesi C Kapısı’nın karşısındaki polis noktasına dün (6 Şubat) yapılan saldırının ardından çıkan çatışmada öldürülen DHKP/C’li saldırganların Pınar Birkoç (26) ve Emrah Yayla (43) oldukları açıklanmıştı.

Aynı gün Çağlayan Adliyesi’ndeki İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde DHKP/C üyeliğinden yargılanan sanıkların olduğu bir davanın duruşmasının olduğu ve davada hakim karşısına çıkan sanıklardan Necmiye Birkoç’un öldürülen saldırgan Pınar Birkoç’un ablası olduğu ortaya çıkmıştı.

18 yaşında tutuklandı, 5 yıl hapis yattı

Pınar Birkoç, Aralık 2016’da henüz 18 yaşındayken İstanbul Okmeydanı’nda bulunan Gençlik Federasyonu Derneği’ne yapılan operasyonda gözaltına alındı ve tutuklanarak cezaevine gönderildi.

İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesi, 8 Şubat 2019’da Pınar Birkoç hakkında patlayıcı madde bulundurma suçlamasından 10 yıl, örgüt üyeliği suçlamasından 9 yıl olmak üzere 19 yıl hapis cezası verdi.

Pınar Birkoç.

Pınar Birkoç, ceza almasından sonra patlayıcı madde bulundurma suçlamasını reddeden ve sağlık sorunları nedeniyle tahliyesini talep eden mektuplarıyla kamuoyunda gündeme geldi. Basında ve sosyal medya platformlarında bazı mektuplarına yer verilen Pınar Birkoç’un sağlık problemleriyle ilgili taleplerini HDP’li milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu da paylaşmıştı.

30 Mart 2020’de Pınar Birkoç’un ablasının ve Halkın Hukuk Bürosu’nun yaptığı paylaşımlar.

Tahliye olduktan sonra açlık grevine katıldı

22 Şubat 2022’de görülen duruşmada tahliye edilen Pınar Birkoç, cezaevinden çıkmasının ardından da DHKP/C davalarından tutuklu bulunanlara destek veren faaliyetlere katıldı, cezaevindeki açlık grevi eylemlerine destek vermek için kendisi de bir süre açlık grevine başladı.

Pınar Birkoç, katıldığı ve gözaltına alındığı birçok eylemden sonra sosyal medyadan görüntülü açıklamalar yapıyordu. En son 13 Aralık 2023’te ablası Necmiye Birkoç’un gözaltına alındığını duyuran video paylaştı.

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, saldırıdan sonra yaptığı açıklamada Pınar Birkoç’un ceza aldığı davayla ilgili sürecin Yargıtay aşamasında devam ettiğini açıkladı.

Ablası 2 ay önce tutuklandı

Pınar Birkoç’un 13 Aralık 2023’te tutuklanan ve dün saldırının hemen ardından duruşmaya çıkan ablası Necmiye Birkoç, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hazırladığı iddianamede molotoflu eylem hazırlığı yapma, silah eğitim alma ve DHKP/C’nin “Nurtepe alan sorumlusu” olma suçlamalarıyla 27 yıl hapis istemiyle yargılanıyor.

Dünkü duruşmada, dava 2 Nisan’a ertelendi. Saldırıdan bir süre sonra başlayan duruşma sırasında Necmiye Birkoç’un duruşmayı izleyen diğer kız kardeşi de mahkeme salonunda gözaltına alındı.

İddianamede, DHKP/C üyeliğinden tutuklanan Cem Ömür’ün etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak için 31 Ekim 2023’te verdiği ifade de yer alıyor. Cem Ömür’ün ifadesinde, 20 Temmuz 2015’te Şanlıurfa Suruç’ta 34 kişinin öldüğü patlamanın ardından eylem hazırlığı yaptıkları, Necmiye Birkoç’a eylemde kullanması için molotoflar teslim ettiği gibi iddialar var.

2016 yılında da beş aylık bir tutukluluk geçiren Necmiye Birkoç, 14 Temmuz 2016’da tahliye edilmişti.

Pınar Birkoç’un ablası Necmiye Birkoç’un 14 Aralık 2023’te tutuklanması üzerine paylaştığı videodan.

2008’de 15 yıl hapis cezası aldı, 2021’de cezasını bitirip çıktı

Çağlayan Adliyesi’ne saldırıda öldürülen diğer saldırgan Emrah Yayla, 2007’de Adana’da 11 kilo patlayıcı maddeyle yakalanarak tutuklandı. Yayla, 6 Aralık 2008’de “örgüt üyeliği, patlayıcı madde bulundurmak, güvenlik güçlerine direnmek, görevli memurlara hakaret” suçlamalarından toplam 15 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırıldı.

Cezaevinde bulunduğu süreçte 2016’da cezaevindeki ring aracı içinde slogan attığı gerekçesiyle disiplin suçundan iki ay ziyaretçi kabulünden yoksun bırakma cezası verildi. Yayla, duruşma salonunda savunma yapmasına izin verilmediği, SEGBİS aracılığıyla savunması alınarak disiplin cezası verildiğiyle ilgili itirazlarının reddedilmesi üzerine 2017’de AYM’ye bireysel başvuruda bulundu.

Emrah Yayla.

AYM, başvurusuna adil yargılanmayla ilgili hak ihlali kararı verdi

2018 yılında Kırıkkale Cezaevi’nde işkence iddialarıyla gündeme geldi. Annesi Zeynep Yayla, oğlu ve diğer bazı mahkumlara kötü muamele iddiasıyla cezaevi yönetimi ile gardiyanlar hakkında suç duyurusunda bulundu.

AYM, 2020’de Yayla’nın başvurusuyla ilgili adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar vererek yeniden yargılama yapılmasına ve karar örneğinin ilgili mahkemelere gönderilmesine hükmetti. AYM’nin kararında, “Hâkimlikçe hiçbir alternatif değerlendirilmeden ve olaya özgü somut gerekçeler de sunulmadan genel ve kategorik bir yaklaşımla başvurucunun duruşmada hazır bulunma talepleri reddedilmiştir” ifadelerine yer verildi.

Savcı Selim Kiraz’ın katili Şafak Yayla ile akrabalığı tespit edilemedi

Yayla, 19 Şubat 2021’de cezasını tamamlayarak cezaevinden tahliye edildi. Tahliye olduktan sonra da DHKP/C davalarından mahkum olanlara destek veren eylemlere katıldı ve katıldığı kimi eylemler nedeniyle birçok defa gözaltına alındı.

Tahliyesinin üzerinden bir ay geçmeden Sultangazi’de “Halk Okulu” adlı bir dergi ofisine yapılan baskında gözaltına alınan Yayla, tutuklanması istemiyle Adliye’ye sevk edildi. Yayla, adli kontrol tedbiriyle serbest bırakıldı. Ölüm oruçlarında ölenleri anlatan “122 Kahramanın Destanı” adlı bir şiir kitabı ve “Yarına Uzanan Anılar” adlı bir anı kitabı var.

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Emrah Yayla ile 2015’te Çağlayan Adliyesi’nde savcı Selim Kiraz’ı öldüren DHKP/C’li saldırgan Şafak Yayla arasında bir akrabalığın tespit edilemediğini açıkladı.

Şafak Yayla’nın ağabeyi Bulut Yayla, 2013’te Türkiye ve Yunanistan’ın ortak operasyonuyla Atina’da yakalanarak Türkiye’ye getirildi. Diğer ağabeyi Mehmet Yayla ise 2013’te patlayıcı maddelerle birlikte şişme bir botla Türkiye’ye giderken Sakız Adası açıklarında yakalanarak Yunanistan’da 7 yıl hapis cezası aldı.

- Advertisment -