Kamp Armen, Tuzla Ermeni Çocuk Kampı, Tuzla Ermeni Yetimhanesi ya da Hrant Dink ve arkadaşlarının Atlantis Uygarlığı. 60 yıl önce 30 Ermeni çocuğun kendi çabalarıyla inşa ettikleri yetimhane yıllar süren mücadele sonunda yıkılmaktan kurtulmuş, arazisi Gedikpaşa Ermeni Protestan Kilisesi’ne verilmişti. Dün ise Kamp Armen’in yeni bir projeyle hayata geçirilmesi için temel atma töreni gerçekleştirildi.
Gedikpaşa Ermeni Protestan Kilisesi ruhani liderleri ve üyeleri, Azınlık Vakıfları Temsilcisi Can Ustabaşı ve çeşitli kesimlerden misafirler eşliğinde temel atma töreninde çocuklar ilahiler söylediler, halk oyunları oynadılar.
Törende konuşma yapan Pastör Kirkor Ağabaloğlu Kamp Armen’in tarihinden bahsettikten sonra 2015 yılında yetimhane yıkılmaya kalkıldığında 180 gün boyunca toplumun her kesiminden insanların gelip burada feryat ettiğine dikkat çekti ve ekledi:
“Arkadaşlarımız belki farkında olmadan iktidarımızı, yetkilileri gücendirmiş, emniyet güçlerini yormuş olabilirler ama bu kötü düşüncelerden değil yürek acısındandı. Bazen feryat, ağıda ve öfkeye dönüşebilir ama niyet her zaman iyidir.”
Pastör konuşmasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu’na teşekkür etti ve dönemin Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ı saygıyla andı.
Törende Kamp Armen’in yapımında Hrant Dink dahil olmak üzere emeği geçenler anıldı, geçmiş yad edildi. Sonrasında ise Patrik dualar eşliğinde temele atılacak olan harcı kutsadı. Kutsanan harç temelin ortasına döküldü.
Törende ruhani liderlerin son yıllardaki kazanımlara vurgu yapmaları ve özellikle gençlere ülkelerini bırakıp yurt dışında yeni maceralar aramamaları yönündeki tavsiyeleri dikkat çekiciydi.
Kilise Vakfı Başkanı Arek Özboyar tören sonunda Serbestiyet’e Kamp Armen’in yeniden inşa sürecini anlattı:
“Kamp Armen’e geçmişte yaşanan malum olaylardan dolayı el kondu. Yıllar süren hukuki mücadele sonrası duyarlı halk tarafından da bir direniş başlatıldı. 180 gün buranın yıkılmaması için mücadele verildi. İncil’de bir söz vardır: “Biri eker, bir başkası sular ama ekileni Tanrı büyütür.” Bu söz aslında çok iyi açıklıyor durumumuzu. Buranın çocukları bir tohum ektiler. Bugünlere gelirken herkesin büyük küçük katkıları oldu. Maddi katkısı olmayanlar da dualarla ve anmalarla katıldılar aramıza, minnettarız.
Görmüş olduğunuz vincin olduğu alanda iki katlı bir yapı vardı ama el konduğu andan itibaren hiç bakım yapılmadı. Ne zaman yıkmak için işçiler dozerlerle de darbe vurdular bina taşıyamaz hale geldi. Biz de restore etmektense, sıfırdan ve daha büyük bir şekilde yapmak istedik. 4800 m2 bir alan burası ve sokağın başına kadar bize aitti aslında. Şimdi bir kısım Tuzla Belediyesi’ne ait ama inanıyoruz ki orası da bir gün bize verilir.”
Kamp Armen’in Tarihi
1950’li yıllarda Gedikpaşa Ermeni Protestan Kilisesi’nin alt katı yetimhane olarak kullanılıyordu. Yetimhanede sadece dört beş çocuk barınırken, bu sayı kısa sürede altmışlara ulaştı ve çocukların yazları da iyi vakit geçirebilecekleri uygun bir mekan aranmaya başlandı.
Kilise vakfının yöneticileri Tuzla’da buldukları bir arazinin kamp için uygun olduğuna karar verdiler ve 8-12 yaşlarında 30 çocuk kampın yapımında çalışmaya başladı. Kalacakları çadırları ayarladıktan sonra çocuklar bir de kuyu kazdılar çünkü bol miktarda suya ihtiyaçları vardı. Temel kazıldı ve denizden taşınan malzemelerle bina da inşa edilmiş oldu.
1979 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü Gedikpaşa Ermeni Protestan Kilisesi Vakfı’nın elindeki tapunun iptal edilmesini ve eski sahibine geri verilmesini istedi. Dört yıl süren davanın sonunda, mahkeme, kamp arazisinin vakfın elinden alınıp eski sahibine verilmesine karar verdi. Zaman içinde kamp birkaç kez el değiştirdi. 2000’li yıllarda yapılan iade başvurularının hepsi reddedildi.
2015 yılı Mayıs ayında ise Kamp’ın yıkılmaya çalışılması üzerine direniş başladı. Nor Zartonk ve Kamp Armen Dayanışması, kampta 180 gün boyunca nöbet tuttu ve yıkımı engelledi. Ermeni toplumunun temsilcileri ve siyasetçilerin de dahil olduğu bir görüşme süreci sonunda 27 Ekim 2015’da kamp yeniden Gedikpaşa Ermeni Kilisesi’ne bağışlandı.
Hrant Dink ve Kamp Armen
Kamp Armen’e 8 yaşında ilk kez giden, Hrant Dink kampın anlamını 2000 yılı Aralık ayında yazmıştı:
“Sekiz yaşımda gittim Tuzla’ya. Tam 20 yıl oraya emek verdim. Eşim Rakel’i orada tanıdım. Birlikte büyüdük. Orada evlendik. Çocuklarımız orada doğdu… 12 Eylül’den sonra kampımızın müdürünü ‘Ermeni militan yetiştiriyor’ suçlamasıyla içeri aldılar. Haksız bir suçlamaydı. Hiçbirimiz Ermeni militanlar olarak yetiştirilmemiştik. Başsız kalan kampın ve yetimhanenin kapanmaması için görevi bu kez ben ve oradan yetişen arkadaşlarım üstlendik.
Ama bir gün elimize bir mahkeme kâğıdı tutuşturdular… ‘Siz Azınlık kurumları yer satın alma hakkına sahip değilmişsiniz! Biz zamanında size izin verirken yanlış yapmışız. Artık burası eski sahibinin olacak.’
Beş yıl süren direnişimize rağmen yenildik… Ne yapalım ki karşımızda devlet vardı.
Şikâyetim var ey insanlık!…
Bizi, yarattığımız uygarlığımızdan attılar.
Orada yetişmiş bin beş yüz çocuğun alınterinin üstüne oturdular. Bizlerin çocuk emeğini gasp ettiler. Orayı tekrar yoksul çocuklar için bir yetimhane yapsalardı, kimliği ne olursa olsun, yoksul ya da özürlü çocuklar için kamp olarak kullansalardı hakkımı helal ederdim. Ama bu şekilde emeğimi helal etmiyorum.
Ve artık bizim yarattığımız ‘Tuzla Yoksul Çocuk Kampı’mız, bizim ‘Atlantis uygarlığımız’ şimdi bir harabe…”
23,5 Hrant Dink Hafıza Mekanı’nda da Kamp Armen’le ilgili bir oda bulunmakta. Odadaki ekranlarda Hrant Dink Kamp Armen’in tarihini anlatıyor. 70’li yıllarda Dink ve arkadaşlarının Anadolu’yu dolaşırken Muş’ta Ermeni Varto Aşireti ile tanışması, aşiretin çocuklarını İstanbul’a getirmeye karar vermeleri ve Dink’in daha sonra bu aşiretin çocuklarından olan Rakel’le evlenmesi dikkat çekici ayrıntılar.
23,5 Hrant Dink Hafıza Mekanı Kamp Armen odasından…
Kamp Armen Yeniden
2015 yılında Kamp Armen arazisinin Gedikpaşa Ermeni Protestan Kilisesi’ne iade edilmesinden sonra dönemin Belediye Başkanı Kadir Topbaş ile yapılan görüşmeler sonucu arazinin imar planının ‘sosyal ve kültürel tesis’ alanı olarak yeniden düzenlenmesi konusunda anlaşılmıştı. Belediye meclisinde de konu oybirliğiyle kabul edilmişti. Hatta Topbaş inşaatın malzemelerini de tedarik edeceklerini söylemiş ancak Kadir Topbaş’ın vefatıyla süreç yavaşlamıştı. Şimdi ise yine İstanbul Büyükşehir Belediyesi desteğiyle hafriyat kazıları yapıldı ve Kamp Armen’in temeli atıldı.
Mimar Kevork Özkaragöz tarafından tasarlanan Kamp Armen Gençlik Merkezi’nde 100 kişinin yararlanabileceği teknopark mantığıyla çalışacak bir alan, 200 kişilik bir oditoryum ve 50 kız 50 erkek kapasiteli bir yatakhane olması planlanıyor. Ayrıca Gençlik Merkezi’nde atölyeler, kafeteryalar ve çocukların vakit geçirmesi için parklar da olacak.
Kaynak: İstanbul Ermeni Vakıflarının El Konan Mülkleri – Hrant Dink Vakfı Yayınları