Türkiye ile ABD arasında gerilime yol açan unsurların birinci sırasını tutan S-400 krizi giderek derinleşiyor.
ABD’nin yeni yönetimi bu konudaki tavrını “S-400’ler Türkiye dışına çıkarılmalıdır” şeklinde kesinleştirdi ve bunu Türkiye’deki muhataplarına net bir biçimde duyurdu. Bu bildirim en son ABD’nin Ankara’daki büyükelçisi üzerinden yapıldı. ABD yönetimi, bu pozisyonunun katılığını vurgulamak için Türkiye’den gelen yeni teklifleri görmezlikten geliyor.
En son Hulusi Akar 26 Şubat’ta gazetecilere, ABD ile her türlü teknik detayı konuşmaya hazır olduklarını bildiren bir mektubu muhataplarına ilettiğini fakat cevap alamadığını söylemişti. Aradan dört gün geçti ve o cevap hâlâ gelmiş değil.
ABD’deki bu netliğe karşılık Türkiye tarafı S-400’ler konusunda karışık mesajlar iletmeye devam ediyor. Türkiye bunun son örneğini bugün (2 Mart) Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın üzerinden verdi. Kalın, Sabah gazetesine verdiği demeçte Hulusi Akar’ın ‘Girit formülü’ (S-400’leri aktive etmeyip depolarda saklama) önermesinin “yanlış anlaşıldığını” söyledi ve S-400’lerde geri adımın söz konusu olmadığını tekrarladı.
Hulusi Akar, 9 Şubat’ta, Girit modelini konuşmaya açık olduklarını söylemekten başka hiçbir anlama gelmeyecek “Girit’teki S-300’lerde nasıl bir model kullanılıyorsa, biz de bunu müzakereye açacağız” cümlesini sarf etmişti. Bu cümle çeşitli mecralarda ne anlama geldiğiyle birlikte binlerce kez tekrar edilmiş fakat o günden beri ne Akar ne de başka bir yetkili tarafından ‘düzeltilmişti.’
O cümleden üç hafta sonra bugün, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın Sabah gazetesine verdiği demeçte şöyle dedi:
“Öyle bir formül gündemimizde yok. Farklı yorumlar yapılsa da aslında Sayın Bakanımız (Akar) böyle bir şey kastetmedi. (…) Bu karardan geri adım atmak söz konusu değil.” (Sabah, 2 Mart 2021).
Dün, Deutsche Welle’deki Hilal Köylü imzalı “Biden’la ‘yeni başlangıç’ umudu çıkmazda” başlıklı haberde, iki dış politika yorumcusu da ABD’nin net tutumu karşısında Türkiye’nin muğlak bir tutum sergilediğini vurguluyordu… Şöyle deniyordu haberde:
“Washington’da da görev yapmış olan emekli büyükelçi Faruk Loğoğlu’na göreyse ABD de Türkiye de sorun çözmek için diyalog kapısını aralamadığı için yanlış yapıyor.
“Loğoğlu, ‘Türkiye’nin yaptığı daha yanlış’ derken, Milli Savunma Bakanı Akar’ın açıklamalarından Türkiye’nin ne istediğinin ve Washington yönetimine hangi çözüm önerilerini sunduğunun anlaşılmadığını da söylüyor.
“Loğoğlu, iki ülke arasındaki en büyük sorunun S-400’ler olduğunu vurgulamak için ‘Amerika, Türkiye’de S-400 istemediğini net bir şekilde söyledi. Ama Türkiye net bir mesaj vermiyor. Hamle yapması gerekir, inandırıcı bir adım atması gerekir’ şeklinde sözlerini sürdürüyor.”
Deuutsche Welle’nin haberinde görüşlerine yer verilen Prof. İlhan Uzgel de Türkiye’nin mesajlarının karışık olduğu kanaatinde:
“Ankara’da bir, ‘nasılsa bizimle ilişki kurmak zorundalar’ havası var. Ama Amerika, Türkiye’nin sorunları geçiştirmeye çalıştığını öğrendi. Temel sorun, S-400’le simgeleşen Ankara-Moskova yakınlığı. Ankara, Amerika’ya Rusya’yla arasına mesafe koyacağına dair güvence vermedikçe de sorun çözülmeyecek. Ankara’yla Washington’ın bir Rusya pazarlığı yaptığı ortada.”