Ana SayfaHaberlerİZLENİMLER | 30’uncu İstanbul Onur Yürüyüşü’nde Gökkuşağı bayrağı taşımak suç sayıldı

İZLENİMLER | 30’uncu İstanbul Onur Yürüyüşü’nde Gökkuşağı bayrağı taşımak suç sayıldı

Dün (26 Haziran) 30’uncusu düzenlenen İstanbul LGBTİ+ Onur Haftası yürüyüşü Beyoğlu ve Kadıköy kaymakamlıkları kararıyla yasaklandı. Yasaklama kararını kabul etmeyen yüzlerce aktivist Beyoğlu, Cihangir ve Sıraselviler’de polisin bütün engellemelerine rağmen sloganlarla yürüdü. Aralarında gazetecilerin de bulunduğu 373 kişi gözaltına alındı. Vatan Emniyete götürülen göstericiler, sabah saatlerinde serbest bırakıldı. Basın açıklaması "Gökkuşağı değil, ayrımcılık suç", "Kürdistan vardır, lubunyalar vardır", "Trans cinayetleri politiktir" sloganlarıyla okundu.

Fotoğraflar: Sema Kızılarslan, Muhammed Emin Öztürk

Yürüyüş öncesinde valilik talimatıyla bazı metro ve füniküler seferleri iptal edilirken, polis Beyoğlu’nda başta İstiklal Caddesi ve Sıraselviler Caddesi olmak üzere pek çok sokak ve caddede barikatlar kurdu, yoğun güvenlik önlemi aldı. Polis saldırısından kaçabilen yürüyüşçüler Cihangir Pürtelaş Sokak’ta bir araya geldi. Geçen sene düzenlenen Onur yürüyüşüne kıyasla toplanan kişilerin sayısı azdı. Ara sokaklarda yaşayanlar polis şiddetini tencere tava çalarak protesto etti, yürüyüşe destek verdi.

Okunan basın açıklamasından bazı başlıklar:

“Savaşın ve yarattığı baskının giderek herkesi ve her şeyi yuttuğunu biliyoruz. 2015’ten beri gittikçe ağırlaşan savaş politikalarının ve Kürdistan’da sürdürülen savaş politikalarının karşısında da direniyoruz ve direnmeye devam edeceğiz… Ne Lubunyalar Kürdistan’a, ne de Kürdistan LGBTİ+ hareketine sırt çeviremez.

“Lubunyaların ve kadınların yaşamını korumayı hedefleyen İstanbul Sözleşmesi’ni tek gecede kaldıranlara karşı direnmeye devam ediyoruz. Bu hukuksuz geri çekilmeye karşı kadınlar ve LGBTİ+’lar olarak haklı mücadalemizi irademizle sürdürüyoruz. Bizi cezasızlık politikası ile terbiye etmeye çalışanlara burdan sesleniyoruz; İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz!

“Gezi Parkı için yargılanan ve iktidarın uygun gördüğü kurallara göre karar veren mahkemelerin hukuksuzca ağır hapis cezaları verdiği tüm direnişçileri ve dün 900. haftada bir araya gelen ve gözaltına alınan, yıllardır Galatasaray meydanında kayıplarını arayan Cumartesi Annelerini/İnsanlarını selamlıyoruz.”

Gökkuşağı bayrağı taşımak suç sayıldı

Gökkuşağı renkli bayraklarla slogan atanlara polisler, “Bu bayrağı taşımak ve burada slogan atmak yasak” diyerek engel oldu. Bayraklar çöpe atıldı, slogan atmakta ısrar edenler şiddet uygulanarak gözaltına alındı. Polis, kalkanlarla iterek gazetecilerin görüntü almasına da engel oldu. Görüntü çekmek isteyen gazeteciler darp edildi. Telefon ve kameralarına el konuldu. Geçen yılki Onur Yürüyüşü’nde polisin yere yatırarak boğazına bastırdığı Bülent Kılıç, bu yıl da ters kelepçe takılarak gözaltına alındı.

Müdafaa-i İslam Hareketi Taksim’de aynı gün eylem yapmak istedi

Yürüyüşçülerin Sıraselviler Caddesi’ne ulaşmaya çalıştığı sırada, eylemi durdurmaya çalışan bir kişi grubun karşısına geçerek “Bu topraklar bizim. La İlahe İllallah” diye bağırdı. Kendilerini Müdafaa-i İslam Hareketi olarak tanımlayan bir grup geçtiğimiz günlerde “Aileni, neslini ve şehrini koru, sapkınlığa dur de” ifadeleriyle eylem çağrısı yapmıştı. Grup, yürüyüşün yapılacağı gün Taksim Camii önünde toplanma çağrısında bulunmuştu.

Eylemciler ve etraftaki insanlar öfkeli gözüküyordu. Taksim’deki yabancılar çok şaşkındı ve ne olduğunu anlamaya çalışıyorlardı. Polisin neden engel olduğunu bize soran bir turiste, “Kalabalık olmasını engellemek için” dedik. Bu cevabın yarattığı şaşkınlık gözlerinden okunuyordu. Yurtdışında kutlama olarak gerçekleştirilen Pride Week (Onur Haftası) Türkiye’de 2015’ten beri  direniş gibi geçiyor. Herkes, “Polis nereden gelecek? Hangi sokakta, nasıl kaçabiliriz?” diye konuşuyordu. Bir eylemcinin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı kastederek şu cümleyi kurduğuna şahit olduk: “Burada olan herkes o kişinin dediği gibi ‘Elimizde kefenimizle geldik, ne olacaksa olsun’ diyerek geldi.” Yani aslında eylemciler, çok sayıda kişinin şiddet kullanarak gözaltına alınacağının farkında ve bilincinde olarak o oraya gelmişti. Gazdan etkilenen eylemciler için yanlarında süt getirenler, fazladan su taşıyanlar vardı. Hazırlıklı gelen eylemciler, polisin bütün müdahalesine rağmen hedefledikleri rotayı yürüdü. Yürüyüş, İstanbul LGBTİ+ Onur Haftası hesabından atılan, “Dağılıyoruz aşkım” tweeti ile sona erdi.

Türkiye İşçi Partisi (TİP) milletvekilleri Serra Kadıgil ve Ahmet Şık’ın da aralarında bulunduğu bir grup, eylem sonunda Kabataş’ta bir açıklama yaptı. Açıklamada “Kaybettiğimiz dostlarımızın, her yerde direnen lubunyaların sesleri kulaklarımızda, enerjileri coşkumuzda, cesaretleri direnişimizde. Her birimiz her birimize güç oluyoruz, birlikte güçlüyüz. Gücümüzü direnişimizden alıyoruz, direnmeye devam ediyoruz. Bizler her yıl haziran ayının son haftasında sokaklarda onurunu ve var oluşunu kutlayan LGBTİ+’lar olarak mücadelemizdeki ısrarımız, yarına duyduğumuz umut, birbirimizden aldığımız cesaret ve dayanışmayla buradayız. Vardık, varız, var olacağız” dendi.

 “LGBT, yok öyle bir şey. Bu ülke millidir, manevidir”

İstanbul Onur Yürüyüşü 2003 yılından bu yana yapılıyor. 2015 öncesinde İstiklal Caddesi’ndeki Onur Yürüyüşleri engellenmiyordu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan geçen yıl yaptığı bir konuşmada, “LGBT, yok öyle bir şey. Bu ülke millidir, manevidir” ifadelerini kullanmıştı. İstiklal Caddesi’ndeki son engellenmeyen yürüyüş 2014 yılında on binlerce kişinin katılımıyla yapıldı. 2014’teki Onur Yürüyüşü o güne kadarki en kalabalık Onur Haftası eylemi olmuş, on binlerce kişi İstiklal Caddesi’ndeki yürüyüşe katılmıştı.

2014 İstanbul Onur Yürüyüşü-Taksim.

- Advertisment -