Ana SayfaÖZEL HABER“Onu yerde gördüğümüzde yarım saat kendimize gelemedik”

“Onu yerde gördüğümüzde yarım saat kendimize gelemedik”

Akdeniz Üniversitesi’nin üç öğrencisi kaldıkları KYK yurtlarında bir ay içinde intihar etti. Muhammet Kaya ile aynı yurtta kalan ismini açıklamak istemeyen bir öğrenci intiharları, yurdu ve o sabaha karşı yaşadıkları şoku Serbestiyet’e anlattı: “Olay arkadaşın kaldığı odada yaşanmıyor, her katın kendine ait çalışma odası var oradan atlıyor. Her türlü ihtimali düşündüm ancak mantıklı bir yol bulamadım. Oradan sizi kimse atamaz. Bunun bir intihar olduğuna inanıyorum. Yurtta bir baskı ile karşılaşmadım, ne bana yapıldı ne de bir başkasına yapıldı. Bu üç arkadaşımın ölümünde ortak olarak gördüğüm tek şey, bunların aynı yurtta ve aynı ay içerisinde olması. Ülkemiz gençlerinde ne yazık ki alışılmış bir durum haline geldi intihar.” İntiharları araştırtan DEVA Partisi Antalya Gençlik Çalışmaları Başkanı avukat Erdem Ateş: “Birçok öğrenci ile görüştük. Cemaat ve tarikat yapılanmasından söz ediyorlar.”

Akdeniz Üniversitesi öğrencisi Muhammet Kaya, 10 Haziran günü kaldığı öğrenci yurdunda hayatını kaybetti. 11 Mayıs’ta KYK’ya bağlı Bezmi Alem Valide Sultan Erkek öğrenci yurdunda Halil Gülacar, 21 Mayıs’ta ise yine Muhammed Kaya’nın da kaldığı Elmalı Hamdi Yazır Erkek öğrenci yurdunda ikamet eden Emre Kandemir intihar etti.

Serbestiyet’e konuşan ve isminin gizli kalmasını isteyen aynı yurtta kalan Akdeniz Üniversitesi öğrencisi Ahmet, Muhammet Kaya’nın hayatını kaybettiği günü anlattı:

“Dün sabah 04:30 gibi uyurken birden uyandım, polis telsiz sesi duydum. İlk başta aldırış etmedim. Kendi arasında sessiz sessiz konuşan 3,4 kişilik bir grup sesi geliyordu.

Ben 1. katta kalıyorum. Pencere de açıktı ses geliyordu biraz. Telsiz sesi tekrar gelince direkt aklıma böyle bir olay yaşandığı düşüncesi geldi.

Böyle bir düşünceye kapılma sebebim zaten geçtiğimiz bir ay içinde iki intihar vakası daha olmuştu. Polis telsiz sesini duyunca yine böyle bir vaka yaşandığını düşündüm. Arkadaşımı uyandırdım. Pencereden dışarı baktığımızda dört-beş oda uzaklıkta birinin yerde yattığını gördük. Bundan önce olan vaka da yine bizim yurtta yaşandı, hemen yan blokta. Arkadaşımla bunu gördüğümüzde yaklaşık yarım saat kadar kendimize gelemedik.

Dışarı çıktık, olay yerine doğru giderken yurdun çıkış kapısında yurdun nöbetçi memuruna intihar eden arkadaşın ismini sorduk. Bizimle paylaşamayacağını söyledi. Olay yeri inceleme, polis, ambulans ve üniversitenin güvenlikleri vardı.

Bir güvenliğin yanına gittik, olayın üzerinden bir saat geçmesine rağmen arkadaşın cansız bedeni hâlâ oradaydı ama biz yurdun çıkış kapısından göremiyorduk. Yurdun arka cephesinde kalıyordu. Güvenliğe neden bekletildiğini sorduk. Sadece ‘Savcı gelecek’ dedi.”

 “Yurtta bir baskı ile karşılaşmadım, ne bana yapıldı ne de bir başkasına yapıldı”

“Olay arkadaşın kaldığı odada yaşanmıyor, her katın kendine ait çalışma odası var oradan atlıyor. Ve üst katın mescidinde namaz kılan arkadaş düşme sesini duyuyor ve bildiriyor. Yaklaşık iki saat sonra savcı geldi ama biz artık o görüntüyü görmek istemediğimiz için bir daha o tarafa bakmadık. Biraz zaman geçtiğinde arkadaşım tekrar baktı ve cansız bedeninin kaldırıldığını söyledi. Bunun üzerine ne yurt müdürlüğü ne de rektörlük tarafından tek bir açıklama yapılmadı. Üst üste üç intihar vakasının yaşanması bizi farklı düşüncelere de itmeye başladı. ‘Acaba başka bir sebep olabilir mi?’ diye düşünmeye başladık. Üniversite öğrencileri olarak açıklama yapılmadığını görünce artık sesimizi kendimiz duyurmak istedik. Her türlü ihtimali düşündüm ancak mantıklı bir yol bulamadım. Başkasının onu zorla atmasını düşündüm ancak bu imkansız gibi bir şey. Çünkü yurdun camları tam olarak açılmıyor. Odalarda büyük camlar var, sadece yukarı doğru açılıyor. Oradan sizi kimse atamaz. Bunun bir intihar olduğuna inanıyorum. Yurtta bir baskı ile karşılaşmadım, ne bana yapıldı ne de bir başkasına yapıldı. Bu üç arkadaşımın ölümünde ortak olarak gördüğüm tek şey, bunların aynı yurtta ve aynı ay içerisinde olması. Bu olay bir kere yaşansaydı zaten bu kadar gündeme de gelmezdi. Ülkemiz gençlerinde ne yazık ki alışılmış bir durum haline geldi intihar.”

“Cemaat ve tarikat yapılanması söz konusu olabilir”

İntiharlarla ilgili bir rapor hazırlayan DEVA Partisi Antalya Gençlik Çalışmaları Başkanı avukat Erdem Ateş de ulaştıkları bilgileri Serbestiyet ile paylaştı:

“Akdeniz Üniversitesi Rektörlüğüne, Cumhuriyet Başsavcılığına, İl Gençlik Spor Müdürlüğüne ve Adli Tıp Kurumuna dilekçemizi sunduk. Şu an rektörlük ve cumhuriyet başsavcılığından cevap bekliyoruz. Ayrıntılı bir dilekçe yazdık. Cemaat ve tarikat yapılanması söz konusu olabilir. Birçok öğrenci ile görüştük. Öğrenciler, cemaat ve tarikat yapılanmasından söz ediyorlar. İki gün önce dilekçemizi verdik. Bir hafta içerisinde cevap verirler diye düşünüyoruz. Bu olaylar farklı zamanlarda oluyor. Bağlantılı olabilir mi? Olabilir. Çünkü yine öğrencilerin söylediklerinden referans alarak, öğrenciler yurtlarda baskı yaşıyor. ‘Yediğimiz yemekler kötü, sürekli baskı görüyorduk’ diyorlar. Sonuç olarak gelinen nokta bu. Konunun aydınlatılması için takipçi olmaya devam edeceğiz.”

- Advertisment -