Cumhuriyet Halk Partisi’nin Kurultayı’nda Özgür Özel’in genel başkanlığa seçilmesi sonrası, CHP Gençlik ve Spor Bakanlığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı’na Sevgi Kılıç getirildi.
Kılıç’ın göreve gelmesi üzerine oluşturulan KYK Yurtları İzleme Komisyonu ilk raporunu yayınlandı. KYK yurtlarında yaşanan hak ihlalleri, ihmal ve kötü yönetim uygulamaları yaşandığı anlatılan raporda; CHP Gençlik Kolları’nın, KYK yurtlarında kalan öğrenciler ile aileleri ve yurt çalışanlarının talep, öneri ve şikâyetlerinin takibinin yapılabilmesi için bir ihbar hattı kurulacağı da yer alıyor.
Sevgi Kılıç, CHP’nin yeni dönemde gençlik politikaları stratejisi ve KYK Yurtları İzleme Komisyonu raporu hakkında Serbestiyet’in sorularını cevapladı.
“’Yurtlarda sorun yok’ propagandasına harcanan kaynak, yurtlara kullanılsa sorunların çoğu yaşanmaz”
Yeni dönemde partinizin gençlik politikaları nasıl şekillenecek?
Cumhuriyet Halk Partisi 100 yıllık bir mirasın taşıyıcısı. En nihayetinde ülkeye Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun’da milli mücadeleyi başlattığı günü Gençlik ve Spor Bayramı olarak armağan edecek vizyonu köklerinde taşıyor.
Değişim süreci, partimiz açısından bu yüz yıllık vizyonu da daha yeni yöntem ve dille kitlelere taşımanın yolunu açacak şekilde ilerledi.
Partimizin yönetim organı olan Parti Meclisimizde bu dönemde yaş ortalaması 43. Zaten seçmenlerimizin de yaş ortalaması oldukça genç. Yani CHP hep gençlerin partisiydi, yönetimde de tabanla uyumu sağlamış olduk.
Bu elbette gençlerin de taleplerini daha iyi anlayan, hızla çözüm geliştiren, çeşitlilik ve kapsayıcılık konularında çok daha dinamik bir çalışma dönemi demek. Gençlik politikalarımız da bu anlamda gençlere söz söyleyen değil, gençlerin sözünü söyleyen bir perspektifle gelişecek.
CHP, KYK yurtlarıyla ilgili bir rapor hazırladı. Rapordaki tespitlerinize göre öğrencilerin temel talepleri neler?
27 Ekim tarihinde Aydın Güzelhisar Kız Yurdu’nda gerçekleşen asansör kazasında Zeren Ertaş kardeşimizi kaybetmenin acısı hala yüreğimizi yakıyor. 3 Aralık’ta ise Aksaray’da Mine Nur Uysal önlem alınmadığı için geçirdiği trafik kazasında hayatını kaybetti.
Biz barınmanın bir temel hak olduğunu, yurtların ise eğitim hakkı ve fırsat eşitliği için çok önemli olduğunu savunuyoruz. Öğrencilerin talepleri oldukça basit: İnsanca barınmak. Yediği yemeğin bozuk olmaması, soğukta üşümemek, asansör kazaları yaşamamak, karşıdan karşıya geçerken tedirgin olmamak gibi insani talepleri var. Bu talepler Türkiye’nin her yerinden geliyor.
Süreklileşmiş bir yurt krizimiz var, bu sorunlar tümüyle çözülene kadar da KYK Yurt İzleme Komisyonumuz çalışacak, sorunları takip edecek, gündeme taşıyacak.
İktidar bu sorunlara çözüm üretmek yerine, yurtlardaki öğrencilerin ifade hakkını kısıtlayan, giriş-çıkış saatlerini denetleyen, baskı altına alan ve yurtta kalan öğrencilerin bütün eylemlerine rağmen gerçekleri inkar eden bir kampanya yürütmekle meşgul.
Daha önce de ifade etmiştim; yurtlarda bir sorun yok propagandası yapmaya harcadıkları insan kaynağı ve bütçeyi, yurtları onarmak için kullansalardı bu sorunların pek çoğu yaşanmazdı.
Üniversite öğrencilerinin yurt ihtiyaçlarının karşılanması konusunda nasıl bir tablo tespit ettiniz?
Öncelikle sorunun kaynağını iyi görmemiz gerekli. Son 20 yılda çok fazla sayıda devlet ve vakıf üniversitesi açıldı, kontenjanlar arttırıldı. Buna bağlı olarak gelişen barınma ihtiyacını karşılamak için KYK yeni yurtlar yapmadı. Yatırım için bütçe ayrılmadı.
Barınma krizi içinden çıkılamayacak hale geldiğinde ise odaların yatak sayısını arttırdılar. Yani örneğin altyapısı 5000 öğrenci için hazırlanmış yurtta 15000 öğrenci kalmaya başladı.
Son yaptığımız çalışmalardan mevcut durumla ilgili bilgi vereyim: Türkiye’de 4 milyondan fazla örgün eğitimde olan üniversite öğrencisi var. Buna rağmen yalnızca 785 KYK yurdu var ve toplam kapasitesi 876 bin. Bu sayı da yatak sayısını çoğaltıp, koğuş gibi odalarda kalmaya mahkum ederek mümkün oldu.
Daha çarpıcı olan ise şu: 2019-2020 döneminden 2022-2023 dönemine geçerken KYK’nın toplam yurt sayısı 8 azaldı ama KYK yurtlarının toplam kapasitesi ise 173 bin 767 arttı. Zorda kalınca kapasite üstü yurt çalıştırmaya başladılar. Yaşadığımız tüm sorunlar, bunun sonucu. Plansızlık ve günü kurtarma arayışının yansıması.
Devlet yurtları halen yetersiz. Bizim belediyelerimiz bu sorunu çözmek için sürekli yeni yurt açarken, elinde çok daha büyük imkanlara sahip olan iktidar yeni yurt yatırımına kaynak ayırmıyor. Bunun pratikte öğrencilere “Başınızın çaresine bakın, paranız yoksa okumayın, yurt çıkmazsa memleketinize dönün” demekten farkı yok.
Yurtta kalanların da şartları kötüleşti. Her kamuda tasarruf edilecek dendiğinde biz konvoylardaki araçlar, şatafat azalır diye beklerken devlet yurtlarının ödeneklerinin azaltıldığını gördük. Yani ekonomik sıkıntıların faturasını da devlet yurdunda kalan öğrenciler hayat kalitelerini düşürerek ödediler.
“Gençlerin hangi görüşten olursa olsun ülkenin geleceğine kastedebilecek yapılar tarafından istismar edilmesi engellenmeli”
Daha önce de devlete ait öğrenci yurtlarının yeterli olmamasının da bir sonucu olarak FETÖ’nün kurduğu yurtlar bugün yargılama konusu. Şimdi de başka grupların kurduğu yurtlarla ilgili daha farklı tartışmalar var. Bunlarla ilgili tespitleriniz ve değerlendirmeleriniz nedir?
Devletin boşluk bıraktığı her yerde her türlü tarikat da, terör örgütü de kendine alan bulur. Burada kimler gençlere destek için bunu yapıyor, kimler zor durumlarından faydalanmak istiyor, kimler ülkeye kast edecek niyetler taşır bunu önceden sezmek mümkün değil. Bu nedenle zaten denetim diye bir mekanizma var.
Bu anlamda, özellikle iktidarın imtiyazlı gördüğü kimi yapıların yurtlarının yeterince denetlendiğine dair bir algı yok. İnsanlar özellikle 15 Temmuz’dan sonra bu tip organizasyonlara karşı çok daha temkinli. Halkın çıkardığı dersi iktidarın çıkaramamış olması mümkün değil.
Burada çok daha farklı bir ilişkiler ağı kurulmuş ve neredeyse devletin birer organı gibi çalışmaya başlamış yapılar var. Elbette dernekler, vakıflar, hayırseverler barınma sorunu için elini taşın altına koymalı, ancak bu devlet denetiminde ve laik, sosyal, hukuk devleti temel prensiplerinden ayrılmadan, gençlerin özgürlük alanlarını kısıtlamayacak formatta olmalı.
Gençlerin muhtaçlık içinde gelecekte ne yapacağı belli olmayan hangi siyasi görüşten olursa olsun ülkenin geleceğine kastedebilecek yapılar tarafından istismar edilmesi engellenmeli.
“Son iki yılda KYK İstanbul’da 2 tane, İBB ise 14 tane yurt açtı”
Partinizin yurt kapasitesi sorunu hakkında çözüm yöntemleri neler?
Bizim yurt kapasitesi ve genel anlamda yurt niteliği ile ilgili çalışmamız iki yönlü.
Birincisi, biz yurtlarda yaşanan tüm sorunları derleyen raporlarımız ile konuyu gündemde tutan, yaşanan olaylara anında il örgütlerimizle koordineli şekilde müdahil olan etkin bir muhalefet ile sorunları yerinde çözeceğiz.
İkincisi de elimizdeki belediyelerin ihtiyaçların yoğunlaştığı bölgelerde yatırım yaparak yeni yurtlar açması. İstanbul’daki yoğun talebe rağmen son iki yılda KYK yalnızca 2 yurt açarken İstanbul Büyükşehir Belediyesi tam 14 yurt açtı. Üstelik KYK yurtlarındaki kötü şartların aksine belediyemiz öğrencilerin düzgün beslenebildiği, konforlu odalarda kaldığı yurtlar açtı.