Ana SayfaHaberlerProf. Aybay: “Kamu yatırımlarının tahkime götürülmesi 1999’daki Anayasa değişikliğiyle mümkün oldu”

Prof. Aybay: “Kamu yatırımlarının tahkime götürülmesi 1999’daki Anayasa değişikliğiyle mümkün oldu”

Prof. Rona Aybay Kanal İstanbul’la ilgili “tahkime giderler söke söke alırlar” tartışmasına 1999’da Anayasa’nın 125. Maddesinde yapılan bir değişikliği hatırlatarak katıldı. O yıla kadar kamu hizmetleriyle ilgili yatırımların tahkime götürülemediğini söyleyen Aybay, Serbestiyet’in sorularını cevaplarken, Kanal İstanbul gibi kamu yatırımlarında tahkimin bu değişiklik nedeniyle artık mümkün fakat kamu yararı açısından doğru ve uygun olmadığını dile getirdi.

Uluslararası hukuk alanında deneyimli öğretim üyesi Profesör Rona Aybay’a Cumhurbaşkanı Erdoğan’la CHP lideri Kılıçdaroğlu arasındaki “Uluslararası tahkim” tartışmasını sorduk.

Kanal İstanbul’a kredi vermesi muhtemel kuruluşları uyaran Kılıçdaroğlu, “Kredi veren kuruluşlara olan ödemeleri yapmayız” demişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan ise, “ödemek zorundasınız” demiş, “ödemezseniz tahkim yoluyla sizden söke söke alırlar” karşılığını vermişti.

Tartışma konusunda Prof. Aybay şunları söyledi:

“Kamu hizmetinin uluslararası tahkime götürülmesi yanlıştır, kamusal çıkarlara aykırıdır.

“Çünkü tahkim yargılamasının kiminle, nerede yapılacağını bilemezsiniz. Özel şirketlerin bu tür sözleşmeler yapması işin gereğidir ve mümkündür ve bir anlamı vardır.

“Ancak kamu hizmetlerine ilişkin sözleşmelerin kamuya açık olması ve kamu tarafından denetlenebilir olması kamu yararı gereğidir.

“Tahkim gizlilik içerdiği için kamu tarafından denetlenemez.

“Ancak 1999 yılında bu çok temel kamusal yarar ölçüsünü dikkate almayan bir yola gidildi, Anayasa’nın 125. maddesi değiştirilerek ‘kamunun hizmetleri ile ilgili imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinde bunlardan doğan uyuşmazlıkların milli ve milletlerarası tahkim yoluyla çözülmesi öngörülebilir’ eki yapıldı.

“Bu sözleşmeleri bu değişiklik üzerinden yapıyorlar. Yapılan yanlıştır, kamusal çıkarlara aykırıdır. O zaman konuyu bilenler bu değişikliğin yanlış olduğunu söylemiş, akademisyenler karşı çıkmış ve gereken uyarıları yapmışlardı.”

- Advertisment -