Ana SayfaHaberlerEkonomiRÖPORTAJ | "Türkiye sermaye kontrolüne gidiyor demek yanlış, çoktan var, adım adım...

RÖPORTAJ | “Türkiye sermaye kontrolüne gidiyor demek yanlış, çoktan var, adım adım sıklaştırılıyor”

Karar gazetesi yazarı, ekonomist İbrahim Kahveci, BDDK'nın TL bazlı ticari krediler için şirketlere döviz sınırlaması getirmesini Serbestiyet’e değerlendirdi: “Hep günü kurtarmaya yönelik, günü kurtarmak için yarını heba eden, yok eden bir ekonomi anlayışı ile ülke yönetiliyor. Sonumuz hayrolsun."

BDDK’nın önceki gece (24 Haziran)   geç saatlerde açıklamış olduğu karar ne anlama geliyor? Bu kararı nasıl okuyabiliriz?

BDDK’nın almış olduğu bu karar şirketleri, TL kredi yani işletme kredisi kullanma halinde ellerinde döviz varlığı bulunuyorsa bu döviz varlığını satmaya zorluyor. Birçok şirket tabii ki işletme kredisini yerli para üzerinden kullanır. İşletme kredisi günübirlik işlerinizi çevirmek için kullandığınız kredidir. Örneğin vadeli mal satarsınız, vadeli hammadde alırsınız vs. Bunlar için kullanılan kredilerdir işletme kredileri. Bu krediler için işletmelerin döviz satmaya zorlanması, ellerinde döviz bulundurmalarının önüne geçilmek istenmesi normalde serbest piyasa kurallarıyla işleyen bir sistem değildir.

Bu adımın sermaye kontrolüne doğru bir adım olduğu söyleniyor…

Türkiye sermaye kontrolüne gidiyor demek yanlıştır bence. Türkiye adım adım sermaye kontrollerini sıklaştırıyor. Çünkü biz çoktandır sermaye kontrolüne geçmiş durumdayız. Biz ihracatçıya dövizinin yüzde 40’ını bozdur diyoruz, sonra yüzde 30’unu piyasada bozdur diyoruz vs. Bunların hepsi bir çeşit sermaye kontrolüdür, serbest piyasa değildir. Biz bunun değişik adımlarını yaşıyoruz.

Şirketler şimdi işletme kredisi kullanımında döviz bozduracaklar. Döviz bozdurmaya zorlanacaklar. Bu, kısa vadede hemen çözüm olmasa bile orta-uzun vadede birçok şirket buna çözüm bulacak ve dövizlerini yurtdışına çıkartacaklar. Bu daha büyük bir yıkım getirecek. Hatta bazı şirketler bu durumdan kurtulmak için faaliyetlerini kısıtlayacaklar, reel sektör daralması yaşanacak…

İktidar hani üretim-yatırım-ihracat istiyoruz diyor ya, bunun tam tersine uygulamalar gelişecek. Ne yaptıklarının farkında olduklarını zannetmiyorum. Bir şey yaparsınız, kısa vadede pozitif etki gibi gözükebilir. Kur düşüşü için bunu yaptınız, şirketleri döviz satmaya zorladınız. Ama bunun orta ve uzun vadeli sonuçları reel sektörü zorlayıcı, ekonomiyi daraltıcı olacak. 

Bir milyon dolara bile ihtiyacı varmış Türkiye’nin. Bunun resmen ilanıdır bu adımlar. Diyelim ki bu adımları sürdürdük. Bütün şirketler dövizlerini sattılar ya da yurtdışına çıkardılar. Mantıken imkânsız ama diyelim ki yaptılar. Peki satılan dövizler nerede? Bakın KKM’ye yaklaşık 30 milyar dolar döviz satıldı, bozduruldu, o dövizler nerede? Ortada yok. Ne oldu o dövizlere? Diyelim ki şirketler de sattı ve yarın öbür gün ülkede bir tane döviz kalmadı. Gazı nasıl ithal edeceğiz? Petrolü nasıl ithal edeceğiz?

Hep günü kurtarmaya yönelik, günü kurtarmak için yarını heba eden, yok eden bir ekonomi anlayışı ile ülke yönetiliyor. Sonumuz hayrolsun.

Pazartesi günü piyasalar açıldığında bu kararın yansımaları sizce nasıl olur?

Kısa vadede döviz düşer gibi gözükür. Bir nebze bu piyasada zorlayıcı şekilde döviz düşer gibi etki yapar. Borsada bir miktar satışlar gelir bir süre. Serbest piyasadan uzaklaşmanın cezasını da piyasa orta vadede keser.

Şuna emin olun; bu kur seviyesi bu düştüğü yerde kalmaz. Asıl bizim düşünmemiz gereken bu kararın reel ekonomik etkileri. Odaklanmamız gereken nokta o. Reel ekonomik etkileri ise maalesef olumsuz olacak. Bir tane olumlu etkileyecek haber bulamayacağız.

- Advertisment -