ABD’li ekonomist Jeffrey Sachs'ın Antalya Diplomasi Forumu'nda (ADF2025) 4 ayrı oturumda konuştu. Ahmed eş-Şara’nın davetli olduğu forumda ‘Suriye’deki savaş için Esad değil, ABD suçlanmalı’ dedi. İsim vermeden Türkiye’yi de eleştirdi. Videoları “ABD’li ekonomistin itirafları” diye dolaşıma sokuldu, AK Partili siyasetçiler tarafından da eleştirildi. Peki kimdir Sachs ve neden Antalya’ya çağrıldı?
Yalım Eralp ile Dünya Dönüyor’da bu hafta: Macaristan Netanyahu’yu ağırladı. Oysa Macaristan, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin yetkisini kabul etmişti. Şimdi ise bu mahkemeden ayrılıyormuş. Ama bir hukuki durum var gibime geliyor. O da şu: Avrupa Birliği’ne üye olmak için UCM’nin yetkisini kabul etme şartı vardı. Şimdi bu şarttan tamamen vazgeçiliyor. Ortada hukuki bir statü eşitliği mi yapılıyor, ne yapıldığı tam belli değil. Ama AB ülkeleri, Macaristan’ı uyarabilir.
2012-2014 arasında Dünya Ticaret Örgütü’nde Türkiye’nin daimi temsilciliğini yapan, emekli büyükelçi Selim Kuneralp, Trump’ın yeni gümrük tarifelerini Serbestiyet kanalında değerlendirdi: “Trump, ABD’nin ticaret açığını gümrük tarifelerini yükselterek azaltabileceğini düşünüyor. Ülkelere, ABD’yle olan ticaret fazlalarına göre vergi oranları koydu. Ülkeleri masaya oturtup istediğini aldıktan sonra düşüreceği de değerlendiriliyor. Türkiye olarak yüzde 10’la ucuz kurtarmış sayılabiliriz.”
CHP lideri Özgür Özel, partiye kayyum atanması ve 23 Mart’taki cumhurbaşkanlığı önseçiminin engellenmesi iddialarına karşı 6 Nisan’da CHP’yi olağanüstü kurultaya götürme kararı aldı. Partinin hukukçuları Özel’in yeniden genel başkanlığa aday olacağı kurultayla birlikte kayyum tehlikesini atlattıklarını savunuyor. MHP’den ise CHP’nin olağanüstü kurultaya gitmesinin hukuken mümkün olmadığı, kayyum ihtimalinin varlığını koruduğu çıkışı geldi.
Gelenlerin pek çoğu öğrenciler, yine azımsanmayacak bir kısmı beyaz yakalı küçük burjuvalar. Tahkir etmek için değil bu ifadeler şüphesiz. Hala en ilerici grup onlar. Radikal bir demokrasiyi sahiplenmeye hazırlar; ama CHP o teorik ve pratik donanımdan yoksun. Sloganlar dağınıktı. "Mustafa Kemal'in askerleriyiz", "hükümet istifa", "hak, hukuk, adalet", "diktatör Erdoğan”, “zıpla, zıplamayan Tayyipçi.” Hepsini birleştiren ortak payda anti-Erdoğancılık; ancak yalnızca Erdoğan karşıtı olmak Türkiye için yeni ve alternatif bir politik ufuk inşa etmek için yeterli gelmiyor. CHP, kendi tabanının gerisine düşmüş bir parti.