Erdoğan ile Yavaş’ın (onun gibi birinin) son turda karşılıklı kaldığı bir seçimi en fazla isteyenler muhakkak ki bugün Erdoğan’a cumhurbaşkanlığı sistemini teklif etmiş ve bürokrasi üzerinde tekel kurmaya meyletmiş olan iktidar ortaklarıdır. Düşünün… Hayati bir seçim var ve hangi aday kazanırsa kazansın aslında ‘siz’ kazanıyorsunuz! Dolayısıyla muhalefetin bir nebze (gerçek anlamda) basiret ve dirayeti varsa, yapması gereken şey bir an önce birlikte yönetme ilkelerinde, cumhurbaşkanı adayında ve cumhurbaşkanının yürütme kadrosunda anlaşmalarıdır.
Şimdiden belli. Sosyal seleksiyon gerçekleşti bile. Yıllar geçecek. Etyen Mahçupyan’la Karar TV’de yapılan bütün o röportajdan, bir tek o meşhur ve meşum cümle, “yeniden Erdoğan’a oy verebilirim” cümlesi hatırlanacak.
Alman ARD kanalının Londra temsilcisi Annette Dittert, dün (20 Ekim) istifa eden İngiltere Başbakanı Liz Truss'ın istifası öncesi Muhafazakar Partili Craig Whittaker'ın küfürlü sözlerini canlı yayında sansürsüz alıntıladı.
“Kim tayin edecek bir haberin, bilginin dezenformasyon olduğunu? İdari yapılar mı? Ya da iyice siyasallaşmış, emir komuta mekanizması içerisinde çalışan yargı mı? Böyle olduğu oranda hakikaten Türkiye'de demokrasinin kalan kırıntıları da yok olmaya başlıyor demektir. Elimizde sadece sandık kalıyor. E, sandık tek başına demokrasiyi ifade eder mi?”
Paris, bu hafta sonu başlayacak güz tatilinden sonra da çocukların 8-9 yaşından itibaren mahalle okuluna tek başına ya da sınıf arkadaşlarıyla güvenle gidip geldiği bir şehir olmaya devam edecek, ancak Fransa artık bir çocuk öldüğünde hep beraber yas tutan bir ülke değil.