Ana SayfaSeçim 2023Demokrasi için beş yıl daha bekleyecek miyiz?

Demokrasi için beş yıl daha bekleyecek miyiz?

2023 seçimlerini geride bıraktık. Adil olmasa da sorunsuz bir seçim oldu. Sonuçlar demokrasimiz için hayırlı olsun ama bunun için beş yıl daha beklememeliyiz. Çünkü demokrasi için sandık çok önemli olmakla birlikte demokrasi sadece sandıktan ibaret değil. 2022 Dünya Demokrasi Endeksi’ne göre ilk sıradaki Norveç’in puanı 10 üzerinden 9,81, son sıradaki Afganistan’ın puanı 0,32. Türkiye’nin puanı ise 4,35. Dünyadaki demokrasi sıramız 103. Kusurlu demokrasinin, melez rejimin sonunda otoriter rejimin ucundayız. Türkiye en yüksek puanı 2012’de almış, 5,76 ile. Peki son 10 yılda demokrasimize ne oldu?

Cumhurbaşkanlığı seçiminin 2. turu malum 28 Mayıs’ta idi ve kesin olmayan sonuçlar sandıklar kapandıktan birkaç saat sonra belli olmuştu. 29 Mayıs gününün ilk saatlerinde saat 01:27’de iktidar partisinin seçim işleri başkan yardımcısı bir tweet paylaşımı yaptı: “Pozisyon alıp destek açıklaması yapmayan bürokratlar, aday olamayınca çekip giden dönekler, sandık başında durmayı bırak sandığa bile gitmeyen samimiyetsizler; sizlerle de uğraşacağız…

Sonu üç nokta ile bitirilen paylaşım haber olup kamuoyunda tepkiyle karşılaşınca silindi ve 30 Mayıs saat 10:39’da aynı kişi tarafından bu defa başka bir paylaşım yapıldı: “Lafımızın yeri belli pozisyon alıp seçim sonucuna göre sağa sola yanlama peşinde olanlara.” Paylaşımları yapan da benim gibi bir avukat, dolayısıyla Hukuk Fakültesi’nde benzer dersleri aldığımız bir meslektaşım.

Aday olamayanlar, sandık beklemeyen veya sandığa gitmeyenler” bizi pek ilgilendirmeyebilir. İktidar partisinin belki de iç meselesidir ancak “pozisyon alıp destek açıklaması yapmayan bürokratlar” tanımından endişe duymakta haksız mıyız? Bürokratlar sandık öncesi destek açıklaması yapmadıkları ancak sandıktan galip çıkan siyasi partilerle çalışamazlar mı? Bürokratlar parti bürokratı mıdır?

29 Mayıs akşam saatlerinde Ankara-İstanbul uçağında bir eski bakanımızın yolcularla yaşadığı tartışma da kamuoyuna yansıdı. Rötarın sebebi ve tartışmanın içeriği başka bir konu ve yazımız dışında olmakla birlikte “Her zaman uçağa en son bakan biner” cümlesi üzerinde konuşmaya değmez mi? Sandıktan çıkan ya da bakan olarak “atanan” kişilerin yurttaşla mesafesi ne olmalı, uçağa en son binmek gibi bir hak doğal mıdır? Sormayalım mı? Demokrasilerde soru sorulmaz mı? Sandıktan çıkan bir dahaki sandığa kadar sorgulanmaz mı? Sahi nedir bu demokrasi?

Temel’in meşhur bir fıkrası vardır. Temel otoyolda ters yöne girer. Temel’i gören trafik polisi, sürücüleri uyarmak için radyodan anons yapar: “Dikkat ters yönde ilerleyen bir araç var.” Bu anonsu duyan Temel bağırır: “Ne birisi hepisi hepisi…”

Ben de herhalde dünyanın gelişmiş ülkeleri başta olmak üzere çoğunluğunun dikkate aldığı tanımlar ve bu tanımlara göre hazırlanan endeksleri dikkate alıyorum. “Endeks kalbimdir” diyenleri veya bu endeksleri ülkemizin itibarını zedelemek isteyen “dış güçler” hazırlıyor diyenleri ise onulmaz dertleri ile baş başa bırakmayı tercih ediyorum.

Demokrasi denince de The Economist’in haberalma birimi (Economist Intelligence Unit) tarafından hazırlanan demokrasi endeksi (https://www.eiu.com/n/campaigns/democracy-index-2022/?utm_source=economist&utm_medium=daily_chart&utm_campaign=democracy-index-2022) akla geliyor.

Demokrasi endeksinde ülkelere 10 üzerinden puanlar veriliyor. 2022 yılı endeksine göre ilk sırada yer alan Norveç 9,81 puan alırken son sıradaki Afganistan 0,32 puan almış. Yani yüzde yüz demokratik bir ülke olmadığı gibi yüzde sıfır ülke de yok. Ancak Norveç’in de Afganistan’ın da durumu ortada. Demokrasi endeksi düşük ülkelerden yüksek ülkelere doğru sürekli bir insan göçü olduğu da gerçeklik. Endekste alt sıralardaki ülkelerden üst sıradakilere doğru sürekli bir kaçış var. Dünya kendinden kaçılan ülkeler ve kendine kaçılan ülkeler olarak da ayrılmış denebilir. Bir araştırmaya (https://yeditepe.edu.tr/tr/genclerin-yuzde-76si-daha-iyi-bir-gelecek-icin-yurt-disinda-yasamak-istiyor) göre gençlerimizin %76’sı daha iyi bir gelecek için yurt dışında yaşamak istiyor. En çok yaşanmak istenen ülkeler de demokrasi endeksinde üst sıralarda olan ülkeler.

Endekste beş temel kategori var. Bunlar

  1. Seçim süreci ve çoğulculuk
  2. Sivil özgürlükler
  3. Devlet fonksiyonları
  4. Politik katılım
  5. Politik kültür

şeklinde sıralanıyor. Özetle demokrasi de sadece sandık yani seçim yok. Seçimler tek başına bir kategori de değil. Seçim süreci ve çoğulculuk birlikte ele alınıyor. Her bir kategori için 10 üzerinden puanlanıyor ülkeler ve ortalama puana göre sıralanıyor. Ortalama puanlara göre ülkeler dört ayrı gruba ayrılmışlar.

  1. Tam demokrasiler (8,01-10 puan arası)
  2. Kusurlu demokrasiler (6,01-8 puan arası)
  3. Hibrit rejimler (4,01-6 puan arası)
  4. Otoriter rejimler (0-4 puan arası)

2022 yılında güzel ülkemize verilen puanlara (https://tr.wikipedia.org/wiki/Demokrasi_Endeksi#2022_Raporu)  gelelim mi?

  1. Seçim süreci ve çoğulculuk: 3,50
  2.  Hükümetin işleyişi: 5,00
  3. Siyasal katılım: 5,56
  4. Siyasal kültür: 5,63
  5. Sivil özgürlükler: 2,06

Genel puan yani ortalama puan ise 4,35. Özetle kusurlu demokrasi dahi değiliz ve otoriter rejim sınırındayız. Dünyadaki sıralamamız 103. Bizim hemen üzerimizde sırasıyla Gambia, Nepal, Bolivya, Uganda ve Guatemala yer alıyor. Hadi yıllara göre puanımıza bakalım bir de.

202220212020201920182017201620152014201320122011201020082006
4,354,354,484,094,374,885,045,125,125,635,765,735,735,695,70

2012 yılında demokrasi endeksinde en yüksek puanımızı (5,76) almışız ve neredeyse kusurlu da olsa demokrasimiz olacakmış. 2012 yılının Hukukun Üstünlüğü Endeksinde de en iyi puanları aldığımız yıl olduğunu hatırlayalım. 2012’den sonra bize bir haller olmuş. Otoriter bir rejim olma yoluna girmişiz ve çıkamıyoruz.

2022 yılında hükümetin işleyişi, siyasal katılım ve siyasal kültür kategorilerinde sınıfı zar zor geçmişiz. Seçim süreci ve çoğulculuk kategorisinde sınıfta kalırken sivil özgürlükler alanında perişan haldeyiz. Oysa çiçeği burnunda İçişleri Bakanımız ilk açıklama olarak Sn. Cumhurbaşkanına şükranlarını arz etmiş ve devir teslim töreninde de “referansımız hukuk ve insan haklarıdır” demişti. Devir teslimden sadece 2 gün önce Sn. Bakanın Vali olduğu İstanbul’da Cumartesi Anneleri ve hak savunucuları çok sayıda Anayasa Mahkemesi kararına rağmen Anayasal toplantı ve gösteri hakları engellenerek ve ters kelepçeyle göz altına alınmışlardı, ancak bu devir teslim hazırlığında iken gözden kaçmış bir “detay” olabilir diye iyimser bakalım. Referans hukuk ve insan hakları iken sivil özgürlükler alanı nasıl bu kadar kötü olabilir? Ben iyimserim, iyi olacaktır.

Demek ki demokrasi sadece sandık değilmiş. Dünyanın gözünde sandık açısından da sınıfta kalmışız. Sandıktan sandığa demokrasiyi hatırlayarak ilerlemek mümkün de değilmiş. En çok da sivil özgürlükleri güçlendirmek gerekiyormuş. O halde hem siyasete hem de her bir yurttaşa bir dahaki sandığa kadar çok iş düşüyor.

Siyasetçiler elbette demokrasi endeksinde ileri gitmemizi isterler. Siyaset başka ne için yapılır ki? Sivil alanları güçlendirmek de gerekliyse siyasetçiler “uçağa en son binme” gibi ayrıcalıklardan vazgeçerek başlayabilirler. Hem bu sayede uçak neden rötar yaptı tartışmaları da olmaz.

- Advertisment -